Esrarı, emânet aldığım zaman
Sırdır; sırrı ifşa eden bulunmaz
Suizan haramdır dikkât et aman
Kemiği dişlerde diden bulunmaz
Ganîdir Yaratan ni’meti sonsuz
Yaprak kıpırdamaz yerinde O’nsuz
tozlu bir şemsiye durur
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Devamını Oku
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla
Ayeti kerimede sadece su-i zandan bahsetmiyor kardeşim! " ZANDAN ÇOK SAKININIZ ZİRA ZANNIN PEK ÇOĞU KÖTÜDÜR" buyruluyor. Buradan şunu anlıyoruz; Zan ister hüsn-ü zan olsun isterse su-i zan bunları fazla yapmaktan kaçınmak lazımdır. Zira Rabbimiz bir başka ayetinde; " ZANNIN ALLAH'IN İNDİNDE İLMİ BİR DEĞERİ VE DELİL OLMA ÖZELLİĞİ YOKTUR" buyurur. Bir başka ayetinde ise zanla hareket edenlerin ancak gayb taşladıkları beyan edilir.
Nefsi ki-nefis demek şahıs demektir ve ya can demektir- ancak hissin ve şeytanın etkisinden kurtulup imanla başa gelmiş bir akıl yönetir. Allah kitab-ı keriminde devamlı aklı kullanmamızı salık vermiyor mu?
Fazla hüsn-ü zan da tıpkı aşırı su-i zan gibi elenme vesilesidir. Zira fazla hüsn-ü zan muhatapların şımarmasına ve kendilerini olmadık makamlarda görmelerine vesile olur ki, Belam'ın başına büyük belayı sarması ve helak olması bu yüzden olmuştur. Ona gösterilen fazla teveccüh onu gurura sevk etmiş ve hak kıstaslardan ayrılmasına vesile olmuştur. Tıpkı şimdiki şeyhlerin -haşa- ilmi ledün masalıyla kendilerini peygamberlerden daha üstün gördükleri gibi.
Ecdadımızın faziletleri de veballeri de kendilerinin defterine kaydolmuştur. Onların haşmetiyle övünmek bize bir şey kazanılmaz. Ama o haşyetlerinin gölgesinde kalan kusurlarını görmezden gelir ve tümünü örnek alırsak onları helak eden yanlışlar bizi de helak eder.
Hakkın kimi sevip kimi sevmediği kitabullahında zahir olarak anlatılmıştır. O kudsi düsturlara uymayanlar kimin ecdadı olursa olsun gözünün yaşına bakılmaksızın helak edilir ve yerlerine başka nesiller getirilir. Bu da Allah'a hiç zor gelmez. Zaten tarih boyunca bu hep böyle olmuştur. Bizler düşen; olanlardan ve ölenlerden ibret dersi alıp aynı akıbete duçar olmamaktır.
"Cennetten dünyaya dört nehrin aktığını" söyleyen rivayet mevzudur. Yani uydurma hadislerdendir. Bu fakirde uydurma hadislerden müteşekkil yedi cilt bulunmaktadır.
Dünyadaki o nehirlere şimdi ne yazık ki tekbirle değil küfürle ve isyanla giriliyor Mehmed bey kardeşim. Çünkü o nehirlerin üç tanesi bizim topraklarımızın içinden nebean etmektedir. O nehirlerin bulunduğu bölgelerde ise bir çok fasık ve terörist cirit atmaktadır.
Hayırlı çalışmalar.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta