Kirletme yüzünü Gudea!
Ölmezsen eğer...
Uzun süre kullanacaksın daha
Yüzün ak alnın pak olmalıydı değil mi
Kirlenirse bir gün yüzün
Sevdiğinin yüzüne nasıl bakacaksın
Hangi kutsal su arındırır yüzündeki kirleri
Hangi ağartıcı ile aklayacaksın onu
Bırak yüzünde tebessüme yer kalsın biraz
Kirletme ellerini Gudea!
Tertemiz ve kutsal şeylere dokunacaksın daha
Kirlenirse bir gün ellerin
Bir bebeğin minicik ellerinden
Nasıl tutacaksın kirletmeden
Sevdiğinle el ele nasıl yürüyeceksin
Bembeyaz bir papatyayı
Nasıl sunacaksın sevdiğine
Hangi yağmur yıkayacak
Kirlenmiş ellerini söyle
Kirletme gözlerini Gudea!
Güzel günler göreceksin daha
Kirlenirse bir gün gözlerin
Kimi inandıracaksın samimiyetine
Gülünce nasıl gülecek gözlerinin içi
Hüznünü dağıtan biricik gözyaşların
Kirlenmeden nasıl düşecek yanaklarına
Sevdiklerine sevgi dolu gözlerle
Baktığın nasıl belli olacak
Kirletme yüreğini Gudea!
Muhteşem aşklar yaşayacaksın daha
Yepyeni heyecanlar tadacaksın
Kirlenirse bir gün yüreğin
Yeryüzünü de yüreğin gibi kirleteceksin
Tanrıların tüm laneti üzerine yağacak
Şer rüzgarları esip kavuracak dört yanını
Dünyayı büsbütün çekilmez kılacaksın
Ve kirletme beynini Gudea!
Güzel şeyler düşüneceksin daha
Kirlenirse bir gün beynin
Doğru kararlar almayı nasıl bileceksin
Parlak fikirlerin nasıl mümkün olacak
Uyutan masalların gerçeğini
Aydınlık günlere nasıl devredeceksin
Umutlarını hangi bilinçle yeşerteceksin
Kirlenmemeli değerlerin değil mi Gudea!
Hayat AKTAŞ
Şubat 2012
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta