Geçmişten gelen izlerimle sana gelemem, getirdiğin geçmişle de seni istemem.
İçin için karanlıktan yandığın odanda, ateş çiçeklerinin aydınlattığı yüzünü karanlığa çeviren sana güneş sunamam ki.
Aynalara küsmüş yüzüne ayna tutmak isterken, gözlerime bulaştırdığın hüzünle nasıl boğuşmamı istersin benden.
-Gücüm yok !
Güneşe dönük yüzümle, katran karasına bulanmış bir bedene yeniden hayat vermek nedir bimek ister misin?
Dermanı olmayan bir hastalığa aşık olmuş bir gönüle kim göz koyabilir bundan sonra?
-Ben mi? Yanılıyorsun.
Yaşam bu kadar yanlış anlamış ve bu kadar incitmişken seni, sen artık neyi ne kadar gönülden sevebilirsin? Gönlünde kalmayan yerin boşluğu mu var sanıyorsun? Gülerim… Boşluğun yok, içerisinde zerre kadar yer varsa o da yaşaman için ancak sana yeter…
Bir varmış bir yokmuş masallarına artık kanan da kalmadı dünyada;
Uyan.
Kendini kandırmaktan başka elinden gelebilecek bir oyun yok inan buna.
Ve gözünden sakındığın çiçeklerin bile sana savaş açarken, sen ancak onlara su verip söndürebilirsin belki içindeki yangına iyi gelir diye…
Ama bitmeyecek,
Çiçeklerin kazanacak bu savaşı,
Onlar bıkmadan usanmadan güneşe dönecek yüzlerini
Ve sen susuzluğunla kurumuş toprağa döneceksin.
Geçmeyecek;
Ve
Geçmişten getirdiklerinle gelmeyecek kimse sana.
Duymak istediğin buysa şayet dinle;
“Benim sana bir geçmiş getirmeye ve senin geçmişine karışmaya, GÜCÜM YOK.”
Sinem TağaKayıt Tarihi : 20.9.2011 19:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevgilerimle.
begeni ile okudum
Bu ses son kez senin içindi,dercesine...Ama müthiş metaforlarıyla ulaştığı us'ta büyük etkiler yaparak...
Derine sesleyerek,derinlerden sesleyerek.
Sanki yoğunluklu bir tirada dikkat kesildim metni okurken.
Okumak bir emektir.
Bu yazınsal okumaya değiyordu.
Kutluyorum.
Nicelerine.Erdemle.
TÜM YORUMLAR (4)