Kişiler yavaş yavaş kendi parça kalıp bilgilerinin bağıntılarını birleştirecektiler. Parçaların birbiri ile olan iletime bağlarını kurup, aksamların eşgüdüm dediğimiz koordinasyonlarını kuracakdılar. Bu koordine ile bütünlüğün dinamikleşmesi sağlanacaktı. Öznellik şahlanacaktı. Öznellik; İleride pusu atma denen durumuyla, bizlerin zekâ düzeylerimiz olmasıyla, ortaya çıkacaktılar.
Dini ve imani argümanların, genel duruma götürülmesi; ya da genel durumdan kimi çıkarımları yapılan anlam ilişkilerinin; dini imanı özel durumlara doğru getirilmesi işi, sosyal sürecin işleyişi ve doğanın işleyiş diyalektiğinin içindedirler. Yani geri beslenin yasası, kendisini ileri süreçler içinde bile genel ya da özel bağıntı referans noktalarına göre ayarlatır. Süreç böylesi bir devinme sürecidirler.
Dini ve imani argümanlar da, her şey gibi kendi dışlarındaki bu öznel yasalara uymak zorundadırlar. Bu o sistemin doğru olduğu anlamına gelmez. Doğru işlediği anlamına gelir. Siz, işleyişi olan boşluk devinmesinin içini, bu devinmelere uygun oluşuyla dolduruyordunuz.
Boşluk devinmesiyle eşletilen anlayışınız; görece kontrollü oluşla gözlemsel, deneyselse ve bilimsel uygulamaysa; bu eşletme nesnel ve gelişmeci olmakla geliştirmelidir. Yok, eğer bir şimşek alanlı uzay zamanın, devim nitelikli boşluklu alanını siz; Hz. Ali’ni kamçı şaklatması anlayışı oluşla eşletirseniz; gerçekte olup sürüp giden bu alan ile bu öznel eşletmeyi yapar olmanız; merakınızı susturur. Bilmeyi, anlamayı ketletir olmakla, bu anlayış kendi sosyo toplumlarına durağanlaşan bir köreltme olacaktır.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta