Azerbaycanı sevenler Mesaj Detayi Antoloji.com

Gönderen: Re
Alan:   Grup:Azerbaycanı sevenler
Tarih: 30.11.2008 22:50
Konu: HOCALI ŞAHİTLERİNİN İFADELERİNDEN

Korkunç geceyi Şahitlerden dinleyelim:

Cemil Cümşüdoglu Memmedov:

Ruslar tanklar ve bataryalarla şehre girerek evlerimizi dar­madağın ettiler. Arkalarından Ermeniler geliyorlardı. Beş yaşın­daki torunumu alıp ormana kaçtım. Bir süre karın altında kal­dım. Çocuk donmasın diye elbisemi çıkarıp çocuğa sarmıştım. Artık takatim kalmamıştı. Nehçivanik Köyüne gidip Ermenilere torunuma acımalarını söyledim. Beni tahkir edip komutana ver­diler. 0 da bizi hapsetmelerini emretti. Burada çok sayıda kadın ­kız, çocuk vardı. Sonra bizi Askeran'a getirdiler. Karım, kızım, eniştem oradaydı. Boyevikler tırnaklarımızı çektiler. Zenciler ha­vaya sıçrayıp, yüzüme tekme atıyorlardı. Çok işkenceden sonra beni Ermeniler ile değiştirdiler. Karım, kızım ve torunumdan hiç haber alamadım.

Seriye Talibova:

Gözümün önünde 4 Mesket Türk’ünün, 3 komşumuzun ba­şını Ermeni askerinin mezarı başında kestiler. Rus askerleri ile Ermeniler birlikte, anne babalarının önünde çocuklarına işkence yapıp öldürdüler. Sonra cesetleri buldozerlerle dereye döktüler.

Cemal Allahverdioglu Orucov:

16 yaşındaki oğlumu kurşunladılar. 23 yaşındaki kızımı iki ikiz oğlu ve 18 yaşındaki hamile kızımı elimizden aldılar.

Sinan Abdullayev:

Bir gün ormanda kaldıktan sonra Ermeniler bizi bulup Aske­ran'a getirdiler. Ruslar, Ermeniler, küpeli zenciler çocukların önünde bana işkence ettiler. Sonra bizi içine su doldurulmuş zir­zemiye attılar. Sonra boğulmamaları için çocukları bir gün kuca­ğımda tuttum.

Hatice Abdullayeva:

Bir sure yalın ayak ormanda kaldıktan sonra babam, annem ve 16 yaşındaki kız kardeşim soğuğa dayanamadılar. Sağ kalan Hocali'lar ile beni de esir ettiler. Bizi bir gun aç susuz döşemesi­ne su doldurulmuş zirzemi de hapsettiler. Daşnak, esirlerle degiş­tirildim. Şimdi iki ayagimdan da mahrumum.

Mirza Allahverdiyev:

Ermenilerin saldırısından sonra ormana kaçtık. Burada 3 gün aç susuz kaldık. 28 şubat akşamı bizi kuşattılar. Bizi Aske­ran'da olüm hücresine aldılar. Her gun birkaç adamı goturüp ol­dürüyorlardı. Vahşiler başıma korkunç darbeler indiriyordu. Al­tın dişlerimi kelpetenle çıkardılar. Iki kaburgamı kırdılar. 18 gün sonra bizi değiştirdiler. Babamı, iki kardeşimi, kardeşimin oğlu­nu oldürdüler. (

Nesibe Aliyeva:

Ormandan çıkar çıkmaz Ermeniler ateş açtılar. 40 kişiydik. 26 kişiyi aralarında oğlumu ve eşimi öldürdüler. 8 yaşındaki Ya­ver'im ise kurşun yarası aldı.

Hatice Orucova:

8 yaşındaydım. Gözümün önünde babamı, annemi 6 yaşındaki kız kardeşimi Ermeniler kurşunlayıp öldürdüler, kurşun bana da geldi.

Muhammed Oruçova:
Şehre saldırmaya başlayınca 16 yaşındaki oğlum Hagani eve girip beni kızlarım Leyla ve Aybeniz’i 2 yaşındaki torunlarım şehre saldırmaya başlayınca 16 yaşındaki oğlum Hagani eve girip beni, kızlarım; Leyla ve Aybeniz'i 2 yaşındaki torunlarım Murat ve Fuat'ı ormana kaçırdı. Amcamdan haberim yoktu. İki gün ormanda karın çamurun içinde kaldıktan sonra Ermeniler bizi yakalayıp Pircemal'e gotürdüler. Hepimizi ahıra kapattılar. Ahır esirlerle doluydu. Amcamı da burada gördüm. Gözlerimizin önünde amcamı ve oğlumu çok kötü dövdüler. Sonra faşistler esirler arasında 10-13-15 yaşlarında kızları ayırdılar. Karımı da birkaç kişiyle Askeran'a götürüp öldürdüler. Bundan sonra beni bıraktılar, kızlarımı, oğlumu ve torunlarımı ise esir aldılar.

Mired Aliyeva:
Biz ormanda kara bata çıka yürüyorduk. Yolu geçerken bana kurşun değdi. Düştüm ve ayağa kalkamadım. Her yerden ateş ediliyordu. Elif bana tutunup, yolun kenarına yuvarlandı. Ateş bir sure durdu. Elif (Hocalı hava alanının yöneticisi) başını kaldır­madan yolun öbür tarafında uzanmış kadınlara çabuk yolu geç­sinler diye seslendi. 0 zaman zarfında 20 kadar kadın ve çocuk yolu geçtiler. Elif silahının şarjörünü değiştirmeye başlayınca Er­meniler ateş etmeye başladılar. Kurşunlardan biri Elif'in alnına geldi.

Cemil Memmedov:
Şehre giren tanklar ve zırhlı taşıyıcılar evleri yıkıyor ve in­sanları eziyordu. Rus askerlerinin arkasından Ermeni silahlıları geliyordu. 5 yaşındaki torunumu ve 14.000 manat paramı alıp or­mana doğru kaçtım. çocuk gece donmasın diye elbisemi ona sar­dım. Ama bu fayda etmedi. Karı kazıp çocukla içine girmeyi de­nedim. Sabahleyin buna çocuğun dayanamayacağını anladım. Nahçivanik ermeni köyüne gittim. Bizi orada silahlı Ermeniler karşıladı. Onlara paraları alıp beni ve torunumu Agdam'a bırak­maları için yalvardım. Cevaben beni dövdüler, soydular ve köy komutanının yanına götürdüler. Oda bizi ahıra kapatmalarını emretti. Ahırda çok çocuk ve kadın vardı. Burada 4 gün açn susuz kaldık. 4 gün sonra beni torunumla Askeran’a getirince, başımıza öyle işler açtılar ki Nahçivanik'teki ahırı bile cennet saydım. Ermeni haydutları (Ermeniceyi biliyorum, yerli Ermeni ile dışarıdan geleni ayırabiliyorum) , ayak parmaklarımızın tırnakla­rını söktüler. Ermenilerin arasında olan zenciler havaya sıçrayıp yüzüme tekme atıyorlardı. Birkaç saatlik işkenceden sonra beni hapsedilmiş bir ermeni ile değiştirdiler. Torunumu elimden aldı­lar. Kızlarımdan haberim yok.

Kasimova Ayna:
12 gün ormanda kaldık. İki oglum ve kız kardeşim yanım­daydı. Yediğimiz agar ve itburnu kabuğuydu. Sık sık karda yiyor­duk. 12 gün sonra bin bir zulümle Agdam'a vardık. Agdam da ne kadar uğraştılarsa da ayakkabılarımızı çıkaramadılar. Ayaklarımız tamamen donmuştu. Sonra ayaklarımız bıçakla kestiler. Agdam da pansuman yapıp Bakü'ye tedaviye gönderdiler.

Talibov Samed:
25 şubat 26 sına geçen gece 120-130 kadar adamla ormana kaçtık. Bu sürede Ketik ormanında kaldik. Bir muddet ormanda kaldiktan sonra Hray koyüne dogru gittik. Büyükler açlıga ve so­guga dayanabiliyorlardı. Ama çocuklar çok zordu. 3 gun aç susuz kaldik ormanda. Uçüncü gun Nahçivanik istikametinde gelen Ermeniler bizi yakalayip ahira kapattilar. Bizden başka 50-60 ki­şi vardi. Biraz sonra Ermeniler içeri girip içerdekileri dipçiklerle dovmeye, ezmeye başladılar. Vurunca, dovünce sesini çkaranı hemen oldürüyorlardı. Esirlikte gordügum dehşeti hiç unutama­yacagim.

Salman Kasimov:
Ermeniler Hocalı'ya girdiğinde hepimiz ormana kaçtık. İlk önce 300 kişi kadardık. Gülaplı'ya doğru gidiyorduk. Orada Er­meniler topluluğun önünü kestiler. (çatışmada Abdullah'ı öldür­düler. Herkes kaçıp dağıldı. 11 kişi kaldık. Tevfik'in annesi yanı­mızda öldü. Ben paltomu onun üzerine örttüm. Sonra muhasara­dan çıkmak için ilerledik. Ama nereye gidersek Ermenilerin ar­kamızda olduğunu hissediyorduk. Yediğimiz ancak kardı. Hepi­miz halden düşmüştük. Geçtiğimiz yerlerde çok ceset vardı.
Görüştüğüm Hocalıların hepsinin acı sonuna yanıyorum. Onları kendime en yakın kardeş sayıyorum. Hocalılı herkes ma­sum, arkasız insan tesiri bırakıyor üstümde. Ama Gülalı Mehra­liyev'in olayını hiç unutamıyorum. Gülalı'nın çektiği acı çok ağır acıdır.

....