Griye çalardı kış.
Biz bağırırdık; gök gürlerdi o zaman.
Biz sustuğumuzda susardı suskunluk.
Bir kampus avlusunda
Griye çalardı aşkın rengi.
Griye çalardı kışın rengi büsbütün.
Platonik bir elektriklenmesiydi aşk.
Hayata kapkara bakan iki gözün.
Griye çalardı kış
Meydanlara büyük harflerle bağırırdık biz.
Meydanlarda bağırırdık.
Uykusuz gecelerde sonu gelmeyen bir film gibi
Paketteki sigarayı bitirir,
Memleketi kurtarma işini bitiremezdik.
Susardı gece, martılar susardı.
Deniz susardı.
Aşk susardı.
Ben susardım aşka.
Çünkü o zamanlar
Memleket sevdamız ağır basardı aşka.
Griye Çalardı Kış
İçimizi ısıtırdı bir tas mercimek.
O zamanlar öğrendik biz azla yetinmeyi.
Ne bileyim işte
Bir tas çorbayla bir ekmek bitirmeyi
Ve bir tas çorbayı hiç kaşık kullanmadan içmeyi.
Sonra simit-peynir kahvaltıyı denize nazır.
Bir bozkır çocuğu için denizin ifade ettiği anlamı
Ve bozkır-deniz arası seyahatlerde cam kenarını.
Griye Çalardı Kış.
Şehre yağmur yağardı,
Bizim kasvet düşerdi payımıza.
Ankara şehirlerarası otobüs terminalinde
Anılar sıkışır kalırdı şehirler arasında.
Ve yerini alırdı acılar arasında.
Üçüncü sınıf yaşardık o zamanlar.
Üçüncü sınıf bir berberde
Üçüncü sınıf bir lokantada.
Kıraathanenin de üçüncü sınıfı olur mu bilmem.
Üçüncü sayfa haberlerinin satır arasında.
Biz bir aşka dönerken okey masasında
Hayat hep çifte bitiyordu bizim aleyhimize.
Her şeyi üçüncü sınıf yaşıyorduk biz.
Dostlukların birinci sınıf olduğu o şehirde.
Griye Çalardı Kış
Biz meydanlarda şarkımızı bağırırdık,
Aldırmadan yağmura.
Hep bir ağızdan söylerdik memleket türkülerini,
Onu kurtarmak uğrunda.
Hiç aldırmazdık
Yağmurda ağzımızdan çıkan cümlelerin ıslanmasına..
Kış büsbütün griye çalardı o zaman.
Ama anladım ki
Ben bütün renkleri o zaman öğrendim hayattan.
(Kırıkkale’06)
Mehmed AksuKayıt Tarihi : 9.1.2013 22:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!