Taşı sıksa suyunu çıkarır
Mahallenin bakireleri...
Hani şu yosun tutmuş, siyahtan bozma perçemleri...
Çözüldü mü, tel tel akar sarı sarı, terli bıyıklarına.
Grapon Mahallesi'nde,
Can çekişen ağustosların
Avuçlarını sıvazlayan yetmişliklerin sokak başındaki bakışları
Eksiltmedi üryan memelerin alacasını.
Bağıra çağıra geçen toyları omuzlayıp,
Ovdular yalınayak boyunlarındaki kemendi.
Halhaları kopuk, her işi bitmiş...
Utanmaktan, ekşimekten
Kabarmış maya koymuyor insan denen karmaşaya.
Hatime gecikmiş Tanrı,
Bekletip tozar elbette...
Taaa önceden Grapon Mahallesi'nde,
Toylar çılgınca hep aynı pencereden
Perdeyi aralayıp, sokaktan az öteki sokağa
Güleç yüzlerle bakışıp, uzatılan dekoltelerde yaratırlar kendilerini.
Bir yanları suya rastgele atılan taş, diğer yanları balık yakamozları...
Kopunca göğüs bağları memelerinden,
Dölleri sıçradı bristol kağıtlarına
Kayıt Tarihi : 31.3.2025 15:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!