Bir kadın tanıdım henüz onüçünde,
Kaşık düşmanı demişler ataları,
Tanımadığı bir erkeğe vermişler,
Tam onsekizyıl önce,
Sofradan bir tabak eksilsin diye,
Gidivermiş, tıpış tıpış,
Tek serveti yaptığı nakış.
Ondördünde doğurmuş bir erkek,
Dedesinin umurunda değil,
Cesaret gösteremedi bu yaşta,
Koca senin neyine gerek, diyerek..
Yok oldu evden bir eksik etek..
Üstüne üstlük sevinmiş.
Yuvasından gitti, ağlayarak.
Al bu senin kadının olsun dediler,
Ağız kokusu mu?
önemlimi?
Ten uyumumu mu?
hiç değil?
Erkeklik mi?
Ne önemi vardı ki?
o kadındı..
Sözü bile geçmeyen
iyi b.k yediler
Yıllar sonra bir gün o meşhur cam da
Gözüme iyice bak dedi
Fal taşı gibi açarak o kahverengi gözlerini,
Uzun süre kalıcı makyaj yaptı,
Hem de kocam,üstelikte bedava
Hırpalarken beni birde parfümünü bıraktı.
Vücuduma ter kokusunu,
Eeee, dövmek emek ister….
Emekçi kocam benim….! ! ! !
Saygı duymak lazım......
Mor renkte bir far sürdü,
Gözlerime,
Üstelik kan oturmuş,
Yediğim sopalardan gözlerime, dizlerime,
Erkek ya, döverde severde,
Allah ne verdiyse…! ! ! ! ! !
Atalarımız ne demiş?
Karnından sıpayı sırtından sopayı,
Hep doğrudur ya atalarımızın söyledikleri.
Nedense..
Sadece seçenekler değişir,
Ha gözü, ha sırtı………..
Ne fark ederki?
Gülerken ağladığını hissettim
Ama o farkına bile varmadı…..
GÖZYAŞLARIMLA GÜLDÜĞÜMÜN………
17.09.2007
Kayıt Tarihi : 10.10.2007 11:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir Msn de tanıştığım çocuk yaşta evlendirilmiş bir kızımızın o durumdayken bile hayata bakışını gösteren bir nevi tablo,Ne yazıkki ülkemizde aynı durumda olan onbinlerce yavrumuz var. Ona itfhafen yazılmış bir şiir olarak kabul edin lütfen.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!