Dökülür gözümden inci tanesi yaşlar,
Sel olur yeryüzü, sanırlar yağan sağanaktır…
Saklanır hıçkırığımdan insanlar, kuşlar,
Onlara saklanmak, bana ağlamak sığınaktır…
Gün geçiyor, gidiyor ya bir bir ömürden,
Herkese tek servet bir metre toprak kalacaktır…
Ufacık bir malı vermemek için uğraşırken gönülden,
O fani malların bize hiç faydası olmayacaktır…
Arkamızdan birkaç gün yaş dökecek evlatlarla dostumuz,
Çok geçmeden onlarda telaşa dalıp bizi unutacaktır…
Toprak altında eriyip çürüyecek beden denen postumuz,
Kemiklerimizi hammaddemiz toprak ısıtacaktır…
Neden ağlıyorsun deme, ağlamak lazım halimize,
Ölüm en sonunda bizi de bulacaktır…
Geridekiler bakacak fotoğraflardaki soluk hayalimize,
Belki o solgunluk halimizin tercümanı olacaktır…
Silkinip atmak bu kötü halleri üzerimizden,
Silkinirsek bu acı, gözyaşı, dert, çile duracaktır…
Dilde kalmazsa Yaratana hürmetimiz derinden,
Bizi son yolculukta yalnız o kurtaracaktır…
Şeker’in kalemi elinde, gönlündekini yazar,
Gönülden gelmiyorsa elbette kalem kırılacaktır…
Kırılınca kalemi insanın, kazılsın mezar,
Dünyada dinleyen yoksa onu mezar paklayacaktır…
Kayıt Tarihi : 2.5.2010 12:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!