Uzak diyarlarda olmak,
Kötülerin en kötüsü ise de,
Orada bir dostunu bulmak,
Sevinmek, hıçkırmak ağlamak.
İnsan sevincinden ağlar mı?
Ağlar ağlar
..
Sel oldu dağların gözyaşı
Duman kapladı dağı taşı
Hasretlik oldu her işin başı
Garip sılaya dönünce
Düğünü bayramı olur o gece
..
Gözlerinin içinde okunan dindirilemez bir acılıktı adamın. Hani dokunsan ağlamak üzere gibisindendi. ve hıçkıra hıçkıra gözyaşı dökmek geliyordu içinden.. ama gözpınarları kurumuşçasına inatlaşıyor ve bir damla bile olsun akıtmıyordu.. yüreğineydi akan yaşlar..acıları hisseden vücudundaki tüm hücreler ince bir sızıya sahiptiler şimdi. Göğsünde onulmaz bir baskı hissetti..kalbi duracak gibiydi sanki..acıyı taa derinden hissedendi yüreği adamın..
Sigarasını yaktığında farkında olmadan geçmişi anımsamaya başladı.. yaklaşık iki yıl öncesi, mart ayına gitmişti.. akşama doğruydu ve oğlu kucağında getirmişti O’nu.. balkondan biraz da sertçe bir sesle “götür onu, aldığın yere bırak” diye bağırmıştı ama sonra onunla göz göze geldiğinde yüreğinden bir şeylerin koptuğunu, ona doğru aktığını hissetti adam.. bekle biraz dedi, aşağıya indi aceleci hareketlerle.. yanına geldiğinde ise olan olmuş ve sanki içinden sökülüp giden parçalar onun yüreğine saplanmıştı.. “bağla şuraya bir yere” söylendi usuldan. Sonrası ise su gibisine akıp gidendi, seller gibisine çağlayandı… sonrası çok şey yaşanmıştı şu geçen iki yıl içerisinde.. dert ortağı olmuştu canına.. kimselere söyleyemediklerini ona söylemiş, acılarını, gözyaşlarını, yalnızlığını onunla paylaşmaya başlamıştı.. daha henüz altı aylık olduğunda canını kurtarmıştı iki acımasız kopuğun elinden.. can borcum var ona dillendi.. can borcu vardı ona.. daha da bir sevmişti onu o günden sonra.. artık yalnızlığının derin boşluğunu onunla dolduruyor, onunla gülüyor, birlikte geziyorlardı.. gecenin en koyu ıssızlıklarında birlikte bomboş sokakları dolaşıyorlardı.. kaç kez serserilerin yanlarına yaklaşmasını engellemiş ve kötülük yapmalarına izin vermemişti.
Ve bir gün.. yüreği bir cana sevdalanan oldu adamın.. öylesi derin hislerle bağlanmıştı güzelliğe. O güzelliğin her sırrını, hissettiklerini, gözyaşlarını tekrar onunla paylaştı.. ona söyledi sevdasıyla ilgili kimseye söylemediklerini. Öylesi bir dert ortağı olmuştu canına.. en sıkısından.. söylediklerini sanki anlıyormuş gibi dinliyor ve zeka fışkıran gözleriyle derin derin bakıyordu adamın gözlerinin içerisine. Daha da güzeli vardı.. duyduklarını kimselere söylemiyordu..başka kimselerin bilmesi olanaksızdı onunla paylaştıklarının..
Adam sevdasına kavuşmuştu.. bir can yoldaşı, yüreği güzel bir arkadaştı hayatını paylaştığı.. öyle de çok seviyordu ki. Sevdası da adamı seviyordu.. bir araya gelmeleri çok da zor olmamıştı.. henüz birbirlerini tanımadan evlenme kararı vermişler ve birkaç ay içerisinde de hayatlarını birleştirmişlerdi. Sorun yok muydu.. elbet vardı ve var olmaması kaçınılmazdı.. henüz yeni tanımaya başlamışlardı içlerini ama sevgilerinin büyüklüğü ile aşabileceklerine inanıyorlardı.. aşıyorlardı da..zor da olsa beraberlikleri sürüyordu.
Bir sorun vardı geride bıraktığı adamın.. büyük bir sorun.. geride bıraktığı çok sevdiğiydi.. onu düşünmekten kendini alamıyordu.. gerçi büyükleri bakıyordu ona ama onlar da yaşlı olduklarından yeterince ilgilenemiyorlardı.. sağlıklarından fedakarlık etmek zorundaydılar, ediyorlardı da..ama nereye kadardı.. beklenen gün gecikmemişti..gelen o gündü..acının en yoğunlaştığı, ayrılığın ateşten bir giysi gibi bedenleri sardığı o gündü gelen.. yeni yerine bıraktığında içi bir tuhaf oldu.. aracın arka camından dönüp baktı son bir kez.. ağlamak istedi…ağlayamadı.. sadece en acımasızından bir sızı hissetti yüreğinde.. bir an nefes almayı unuttuğunu hissetti.. gözleriyle seni seviyorum diye haykırdı ona..ve ağladı sessizce yüreğinin taa derinliklerine..damarlarında akan kandan dahi utanıyordu.. geriye dönüp tekrar bakmaya çalıştı..bakamadı..baksa sanki gidemeyecekmiş gibi hissetti..bakamadı..koşup boynuna sarılmak geliyordu affet beni diyerek.. bir sigara daha yaktı.. derin bir yudum aldı..iki damla gözyaşı yanaklarından süzülmeye başlamıştı…seni öyle çok seviyorum ki Duman diye söylendi.. duyması gerekiyordu içinden geçenleri, duyurmalıydı… gözyaşlarını sildi usuldan ve sigarasından derin bir nefes daha.. ağlıyordu yüreğince..sessizce ağlıyordu şimdi..
Önder ATMACA (ŞEYHAN)
..
Seni sevmiştim.
Sana aşık olmuştum ben.
Her gece hayalini kurardım.
Her gece yarısı tatlı uykumu bozup,
Sensizliğe isyan ederdim.
Senin için gözyaşı dökerdim…
..
ayrılık rıhtımından binerken gemiye
ellerim seni uğurlamak için kalkmayacak
taşırken azgın dalgalarla hasret seni denize
sana nispet gözlerim o yöne bakmayacak
git sensizliğinde bulduğum seni de alıp
kalırım kendimle beni hiç bırakmayacak
..
Ey gökleri delip yükselen dua
Nisan yağmuruyla gel efendim
Uğruna gözyaşı döken masumların
Üstüne rahmetle yağ efendim
..
Yalanmış sözlerin anlayamadım
Doğru mu? , Yalan mı? Kavrayamadım
İnanıp da sana yalvaramadım
Gözyaşı içinde hüzünle kaldım
..
Şehit mezarında mor bir çiçek varmış,
Her sabah yeniden canlanıp açarmış,
Katledilirse bir çocuk, hemen o an,
Dibine kan rengi gözyaşı saçarmış...
(İstanbul:06.12.2004)
..
Aşk diyorlar bana anlamını bilmeden
Sevda yolun da hiç gözyaşı dökmeden
Böyle aşk olmaz yüreğinden sevmeden
Gizli yaşanmaz aşk kimseye söylemeden
..
Hüzünlü bir roman olup yüreğimde
Kalemimin gözyaşı olacağına
Karşılık ver sevdama
Mutlu bir son yazalım...
..
Dökülen her yaprak,
Gözyaşı damlası değil mi?
Yağan her yağmur,
Gözyaşı değil mi?
Geçen her zaman,
..
Ben istemem taş felan
Ücra bir köşede
Sessiz sedasız öylece
Biraz yaban otu
Birkaçta çiçek
Büyür kendi kendine elbet
..
neden üzülüyorsun ki
peki gözyaşların kimin için
yanında olup ta silmesi gerekirken
seni üzen birisinemi
peki sor kendine değermi
değermi seni ağlatan birisine
değecek mi bu kadar gözyaşı döktüğüne
..
Duygularım tırmanır yine
Özlem dağlarının yamaçlarında
Biraz daha geçen deli zaman
Ha gayret ulaşacaksın gözyaşı pınarıma
Kıpkırmızı gözükür ordan deniz
Bulutlar oluşturur göz buğusunu
..
Apostol'la Yüz Üçüncü Sayfa Orjini
1/:
Şahım,
Şiirlerin kıyısında serinleyen nedimelerin,
Hasretkar mırıltılarla yad etmekteler geçmişi.
Bu duyduğun Şirazlı Sadi beyitini onlar ırlamadalar,
..
Acılar keşke;
Kumsala yazdığımız yazılar gibi olsa,
Bir dalga gelse, kederleri silse...
Acılar keşke;
Simit gibi olsa martılara atılan,
Simit bittiğinde martılar gibi gitse...
..
yok gibi bir zamanlarda dolaşıyorum..
yitik bir toprağın koynuna yolculuk..
insan kendini nasıl da kandırabiliyormuş anne..
gözyaşı dökmeden ağladığımda öğrendim yalan söylemeyi..
..
Çıkıp dışarı hava almak gibi
Bir şeyler yapmalıyım herhalde
Yakalı şeyler giymem ama
..
Sevdanın Tarifini istemiştin benden,
İşte veriyorum;
Önce iki sevgi dolu kalp alıyorsun
Sohbet ve muhabbet katıyorsun,
Biraz naz, biraz kırgınlık ekliyorsun
Güzelcene harmanlıyorsun
..
Bir gülüşün kadar
Yalan bir hayal...
Seyre dalmış gözlerim
Bu yalan kadar günahkar...
Süzül, gözyaşı ol
Beni benden al!
Hayalinle gelip,
..