Gözyaşı Yağmurunda Yıkanan Şiir!

İsmail Sıkıcıkoğlu
113

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gözyaşı Yağmurunda Yıkanan Şiir!

Biliyor musunuz,
Bizim hiç oyuncağımız olmadı.
Öyle, parayla satın alınan!
Karpuz kabuğundan araba yapardık,
Günebakan dalından at.
Binerdik üstüne,
Tepemize binen yokluğa inat!
Öylesine gerçektiler ki…
Hala kulaklarımızdadır,
Eksoz ve kişneme sesleri.
Bir de,
Yüzlerindeki alaylı gülümsemelerle
Bize bakan kalburüstü çocukların
Çikolata kokan nefesleri…

Tatlısu çocuğuyuz biz!
Denizimizde olmadıııııııııııı
Güneş kremimizde.
Yanıktır bu yüzden
Sırtımız da,
Sesimiz de,
Yüreğimiz de…
Derelerimiz vardı bizim.
İçinde ördekler yüzerken salınan.
Yatık söğüt ağaçlarının,
Üzerine çıkıp atlayarak,
Dibine ancak öyle dalınan.
Su kaçtığında genzimize,
Öksürmeden yuttuğumuz,
Asırlık çınarlarının altında,
Şırıltısıyla,
Hayallerimiz uyuttuğumuz! ...

Aydınlıktı gökyüzümüz.
Sanayi artığı değildi bulutlarımız.
Mahallemizin üstünü,
Hiçbir zaman duman kaplamazdı.
Ejderha ağızlı bacalar,
Pis nefesini,
Şimdiki gibi,
Böğrümüze saplamazdı.
Sadece,
Yağmurdan sonra sis basardı ara sıra.
O da bahar aylarında.
Kışın
Bambaşkaydı tadı.
Ocak başında kavrulan kestanelerin de,
İsli çaydanlıkta demlenen çayların da…

Göze mi gelmiştik?
Nazar mı değmişti?
Ne olmuşsa olmuştu.

Bir gün ikindi vakti okul dönüşü,
Evimizin önünde
Anlamsız bir kalabalık karşılamıştı bizi…
Sevimsiz ve de büyük.
Sonuç alamadan
Direnç ve çabamızdan
İlk ve son kez omuzlar üzerine kaldırıp
Helal ederek olmayan haklarını
Ayırmıştı bizi.
Şehri,
Bir kez askerdeyken gören
Cefakar babamızdan.
Yerine
Bir ev içi feryat
Yarım kazan sıcak su
Ve omuzlar dolusu yük bırakarak! ...
O babam ki;
Vatana sadakatini
Çoktan ispatlamıştı
Askerdeyken bir gözünü alan mermiyi
Madalya niyetine
Daima göğsüne takarak! ...

O gün bu gündür kalabalıkları hiç sevmem!
İlk şiirimi kendisi için yazdığım babamın
Ölümünün ertesi gününü hatırlatır bana…
Engel olamam
Boğazımda düğümlenen hıçkırığa
Çünkü
O gün bıraktırmışlardı bana okulu
Dayılanmama rağmen
Dayılarım…
“Bir ders vermek lazım bu kıçıkırığa”
Diyerek…
Ve elim
İlk o gün yapışmıştı kara sabana.
Sürdüğüm her karış toprağa
Duygularımı ekerek
Göz yaşlarımla sulayıp
Üstüne sürgü çekerek
Şiir olup yeşermelerini bekledim yıllarca…
Ellerim koynumda
Baş uçlarına çökerek! ...

İşte bu yüzden
Ben ve benim gibilerin
Yani bizlerin
Büyüttüğü şiirler
Stüdyolarda değil
Hislerine tercüman olduğumuz
Yüreklerde ses bulur
Paylaştığımız dertleri
Demlenirken gecenin zifir karanlığında
Düşer dillerine mısralarımız
Adeta
Kayan bir yıldız olur…

Onuncuköylü

İsmail Sıkıcıkoğlu
Kayıt Tarihi : 30.11.2007 17:09:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İsmail Sıkıcıkoğlu