23.23.2010
Zaloğlu Rüstem gibi yıkılmazlarım var. Hz.Hamza gibi yenilmezliklerim var. Halit Bin Velit ,Selahattin Eyüp gibi,Köroğlu, Donkişot, Batalgaz, Balakgazi, gibi yenilgi yüzü görmediklerim var.
*Onların kılıcını ilim, fikir, sanat,aşkla taşıyorum. Hiç yenilmedim, hiç kesilmedim senin dışında.
On sekiz bin alem gezindim.Bütün güzellikleri gördüm, yaşadım, dokundum, onların ruh, ten, dil kitabında okundum.Onca güzelliğe, güzellere öğretmenlik yaptım.
*Sözlü yaptım dudak dudağa kapanan sorulardan sonra.İkmaline kalınca çalıştım sana.Acıdım kendime.Sana olan yenilmişliğim aciz, meczup gibi tümlendi ömr-i mutasallımda.
*Beni hasta sandı herkes.Psikologlara ders vermeyi bırakmadım.
Ben hasta olanların hastasıyım sevgilim. Senin hastan olmak en sağlıklı olmaya özdeştir.
*Gerçekliğin tüm çıplaklığıyla içimdeki kapanmayan kapılılarım üstüne örtünmüş. Kimsenin göremeyeceği bir yerde ve yardesin.
Bakışlarımın ressamı, yüreğimin tutku öğretmeni, aklımın aynası, hayallerimin yalısı, özlemlerimin özü, gözlerimin can gözü, kavuşmaların aşk kavuştağı, ben arası benin son arasatı gibisin.
İçimde, dışımda, düşümde, duşumda, yaşımda, kara kışımda, balta girmemiş hasret ormanımda,yalnız senin çimdiğin özlem suyundasın.
“Yeter, aklından çıkar artık onu diyor kimileri.. Siz de aklınızla değil de yüreğinizle sevseydiniz, anlardınız beni.. /Cemal Süreya/
-Bak lirik üstat benim yerime konuşmuş. Şairlerin sevdası demek her dem aynı.
İç çocuğun buz üstünde penguenlerini taşıyor. İç ruhun açlığı demek bu.Eşruhun yokluğuna işarettir. Yalnızlık bir nevi açlıktır.Oysa buzullarının içinde bile sen varsın, ben varım.
*Haydi gel buz patenti yapalım. Düşsek bile düşler kırılır.
Haydi iki lop da benim için atıver ben düşmesin, aşk gösterimizi soğuk düşler seyircisi alkışlasın.
*Uzun bir tayt giy sevgilim, mahremlerini yalnız ben görmeliyim.
Dedim ya seviyorum ve kıskancım.
Ya da içinde sahra uzatan hallere karışalım.Uçsuz bucaksızlığın bucağı olalım. Bütün kum taneleri dile gelsin. Sevgimizin sayılmazlığını anlatsın. Sahradan vahalar, vahalardan vaveylalara, oradan da
sensizliğe gidelim. Sensizlikten sonrası yok yaşamın belirtisi.
-Bu yüzden fethine geleyim saçlarına ak düşmeden, bir yabancı, yalancının y’elleri saçlarına dokunmadan.
Esişlerin en büyüğü tornadoların tornası olalım.Tornayı gözünden vuralım sevgilim.En küçük damlada yeniden susuz kalsın içindeki acıların.
*Yeni ağla, yine ağla, yineden ağla. Ağladıkça ben çoğalıyor.
Senli depremlerin devinicisiyim. Yüreğindeki kırılmış can kırıklarının f’ayıyım.
*Permalarımı saramaz perma perişanın Perihan’ı. Zaten sevgilim Perihan’dan sevgili olmaz. İsmini Peri’den aldığına aldanma.
-Bana güven, kıskanma Perihan masalında Perihan’la duş ya da düş aldığımıza.
-Mushaf çarpsın ki masal gereği sular açıktı, üstümüze döküldü.
Ha neden çıplaktınız diye de sorma, onu da kaderin bir köşesine sarıver gayrı.Böyle erkek kitabını yırtan sorular sorma.
-Dedim ya gecenin şımarık ve hazlara büyümeyen çocuğuydum.
Masal gereği, yalnız bu masal da ilk kez şeytan da var. Kötü huylu cin yerine şeytan var. Ben yazmadım ki senli bu geceyi.
-İnan sevgilim, bu günahta senin de payın vardı ki yedim.
Tadını da sorma bari. Savunacak, anlatacak, diyecek hiçbir sözcüğüm, hatta harfim bile yok.
*Hayvaniydi,vahşiydi.Balta girmemiş ormanların azgın aslanın ceylan pencesindeydim sanki.
*Ve sevgilim Mushaf çarpsın ki bu ben, benden değil.
“ Artık dinle, inan bana Tinsu. Teskin et beni. Ders verecek cahillikte değilim. Biraz yüreğinin kalabalığından kaçtım, biraz büyük sevginin ummanından kaçtım, biraz tanelerinden arındırıldım nartanemken, meleklerle cennetimizi nakışlarken, anne olmak için hayallerine salıncaklar kurarken, en mutlu baba olmam için bütünlerin tek tek harcarken, bir günahın gayyasına attılar beni.
-İhanetin Ebu Cehili olmuşum, bundan büyük küffarlık olur mu ki?
Haydi, durma binlerce kez git benden demek istiyorum; ama diyemiyorum.
-O hayallerindeki salıncağı almak , o rüyalarında sarıldığın ismini bile verdiğin kızının vicdan babası olmak istiyorum.
Rabbim sen büyüksün, bu aşk da benden büyük.Sana sığındım.
Giden anlamıyor, ben gideni anlamıyor, hiç kimse anlamıyor bu karışık zihinler mecrasında metafiziğin fitilini yakan bu yakarışı .
Haydi sevgilim emanet et beni sana.Bende kalan emanetlerin var, onları almaya, beni sende s’aklamaya gelmelisin Tinsu.
*Müsterih olan gerçeğin çıplak özünde giydir beni sevginle.
Kayıt Tarihi : 11.12.2011 23:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!