GÖZLERiNİN IŞIDIĞI YERDE

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

GÖZLERiNİN IŞIDIĞI YERDE

Ötelerden süzülüp gelen meltemler
Kayboluyordu gecede
Yıldız oyunlarıyla avunup duruyordum sensiz
Siyah iki kılıcın sesi karışıyordu karanlığa
Yüreğime bastırıyordum hüzünleri
Yalandan ağlamıyordu badem ağacı inan
Ötelerden süzülüp gelen meltemler kokunu alıp götürüyordu ellerimden

Bir iki kadeh rakı bir parça peynirdi akşam
Ve açelyaları kırmızıya boyayan Afrodit’ten başka bir nefes oluyordun
Kendi tarihini yapıyor gibiyken sen.

Uyurgezer bir çığlık adağındı karanlığın vurduğu yerde
Işıklar kaçar gider buralardan sular yutar adımlarını bütün kuğuların
Sapanlılardan başka kim kalır suçüstü yapılıp
Sonra birer birer kuruşuna dizilecekken

Kimsesizliğim terk edilmiş bir bağ kulübesi kadar dilsiz
Her boşluk peşimize düşmek için arıyor işte bizi

Yaşamı koparmak için çocuksu çığlıklar atmalısın
Ve dolmalı bütün yönsüzlükler

Kimi beklerim ben
Bil mi yor sun…

Yalnızlığın patiskasına hangi suskuları teğeller avuçlarımdaki dondurucu sıcaklık?

De hadi
Hadi de

Bir göktaşı düşürmeliyim senin için bu şiire
Çünkü bilebildiğin her şeye dokunabilmen
Aklından geçenleri koruyabilmen
Bir telefon numarasını anımsayabilmen
Tüm soru işaretlerine borcunu ödeyebilmen
Bir adrese ulaşabilmen
Ve çünkü son kez gülümseyebilmen için bana

Derin mavilikleri gizliyor gözlerinde deniz
Korkuyu gözetiyor sesin
Bir düelloya girişiyoruz sanki
İnatla yok etmek için birbirimizi
Eksiltmeye çalışıyoruz ikimizden birimizi
Aptalca ihtirasları şımartıyoruz

Ne ki noktasız ünlemler aşkın ayak izler
Fena vedaları mı düşünedurmaktayız
Galiba düşünedurmak bile yersiz

Açılıp kapanan kapılardan geçip gidiyoruz evcilik oynarken
Neler neler boşalmıyor ki küflü göklerden
Yurtsuz suçlar doğuruyoruz satranç odalarında aynalara baka baka
Her şah dediğimizde su topluyor ciğerleri sevdanın.
Öteki gecelerden bir yenisini emziriyorsun
Milini geldiği yollarda bırakarak mavilerini döküyor denize ırmak
Kuş olup havalanıyor sönmüş ateşteki küller
Aşk olsun dediğini duyuyoruz işte işaret fişeklerinin
Yine ağıtlar düşüyor düello gecelerine
İspanyol şampanyaları ıslatıyor baştan aşağı her yerimizi
Utanmaz oluyoruz nehirler şöleninde
Bir kuytuda aç bir kurt gibi büyütüyorum seni
Ötelere kulaçlar atıyorsun kimi kez
Bir ilahenin çağrısına koşuyorum sanki
Dört bir yanım leyli leyli
Dört bir yanım sen
Bir granit yontudan ayrıksı değilsin
İnan öpüp kokladıkça dimdiksin…

ondörtşubatikibinondört

Necdet Arslan
Kayıt Tarihi : 14.2.2014 11:08:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Yeniden sayfadayım.. Değerli dostumu ve şiirini bir kez daha kutluyorum...

    Cevap Yaz
  • Semra Kındır
    Semra Kındır

    Yeniden okdum şiiri ve kaç kez daha okurum bilmiyorum ... şiire dodum mu hayır, devamını diler saygılar sunuyorum .

    Cevap Yaz
  • Alpaslan Akdağ
    Alpaslan Akdağ

    Bir göktaşı düşürmeliyim senin için bu şiire ...

    şu mavi gökkubbenin altında söylenmemiş hiçbir söz olmasa gerek. Sanatçı için asıl olan şey ise, başkaları ne derse desin, söyleyeceklerini daima kendisi ve okurları için söyleyebilmektir.
    Necdet ağabeyi yürekten kutlarım...

    Cevap Yaz
  • Hayriye Pürtül Gaygın
    Hayriye Pürtül Gaygın

    Tebrikler...Okudukça insanı alıp içine çeken ve hikayenin sonunu merak ettirerek final tutkusu ile sona geldiğine mutlu eden şiirinize...

    Cevap Yaz
  • Semra Kındır
    Semra Kındır

    İnanın,hani şu şiirlerinin altında sayısız yorum olan şairler var ya,işte onların yanında kat ve kat değerli şiirleriniz ...anlatım dilinize hayranım ...ne çok emek kokuyordu şiir,öyle oturup da çalakalem yazılacak bir çalışma değil bu çalışma,öyle bir emek yani ...sonsuz kutluyorum şiirinizi ve sizi .

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (21)

Necdet Arslan