Endamının ırmak boylarında hangi çiçeğe baksam, sensin şimdi
Ormanları içime seren göğsündeki vefayla erken açtı çiğdemlerim
Yüreğindeki mutlu çocuklarla parklarında gülücüklerine boğuldum
Göğsündeki emsalsiz bahçelerde ben, kaybolmaktan korkmuyorum
Hem kendini, hem gölgesini düşüren bir güneşin döngüsünde içten yanışlı bir sevdadır tutulduğum. Albümlerin yağmurda çocuklara sevinç sunduğu bahar dönencelerinde yeryüzü yeniden uyanıyor yüreğimde. Menekşe gözlerindeki bekleyişle bir sevda bildirisi dökülüyor sana dizelerimden. Kırmızının tüm tonlarını kelebek kanatlarına yükleyip, badem sevinçleriyle koşup gelmek istiyorum yüreğindeki gelincik tarlalarına.
Kıyılarımı döven eylül dalgalarımın salkım söğütlerinde, özlemini duyduğum şehirlerde yıkıyorsun yüzünü. Pembe hüzün imbiklerinde kokunu denizlerden, ruhunu şiirlerden çağırıyorum. Ellerimdeki hoyrat bekleyişler, yüreğimdeki gelgitli serzenişlerde erguvan düşlerimde, kimi içimde depremler oluşsun istiyorum, kimi de içimdeki fırtınalarla sana çocuksu bir bakış oluyorum.
içimde infilak saati!
yasak baktın nikotin sıcaklığıma,
bir sigara daha yaklaşıyor bahar...
ellerin yanında değil,
gemiler kalkıyor avuçlarından