Bir kez koklayıp atacağım seni denizlere.
Bakir yalnızlığın körfezinden.
Ve o an, acıyacak canım.
Ufkumda bir ayrılık hikâyesi kalacak.
Çırpınışlarını izleyeceğim,
Gözyaşları akacak denizlere
Sen, çırpınışlarınla kurtulacaksın yine.
Kırık kürekli gönül sandalım yetişecek imdada.
Mavi denizlerin, kızıl saçlı güzel kızı.
Güneşin kutsalı, sarışınlığın ilahı.
Gökgözlü prenses edalı, nasılda indirdin,
Hüznü içine koyup, gözlerine bulutları.
Yağdırıp durma, hasreti gözlerime.
Dilim lâl, gözlerim ıslak olmamalı.
Sevmek, çok sevmek,
Bir direniştir.
Direniyorum şimdi,
Alev alev yakıyor hasretin.
Aşiyanlar, dağıldı sonbahar rüzgârlarında.
Hissettim, bülbülleri,
Mütemadiyen,
Aşkın serenatı vardı ahlarında.
Kuruldu yuvalar, uçuruldu yavrular.
Şimdi yalnızlığa büründü doğa,
Seslenmiyor göç etmeyi bilmeyen kumrular.
Kumru sessizliğindeyim.
Derinliğine daldığım doğanın içinde,
Sevginin en halindeyim.
Melankolik tavırlar,
Akşamın kutsandığı anlar.
Dağılıp giden yuvalar.
Dünya değişime gebe,
Her şey değişiyor insanoğlu bile.
Aşk olsun dünya!
İçindeki güzelliğe hapsedip beni,
Sevmemi istiyorsun tüm evreni.
Kopartıp aldın benden gençliğimi.
Biliyormusun ki,
Güzelliğini bir çift gözde görüp,
Topyekün sevdiğimi.
Kayıt Tarihi : 13.10.2025 01:04:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!