Gözlerinde harlanmış mavi
felaketim tufanım çıplak bir söğüt ağacı gibi
yetmiyor sevişen rüzgarın çığlıkları
şiddetli sancılar geçiyor kasık yollarımda
dağları abasından sökecek bir düşüm olsa düşmüşte olsa
tutuşur gecenin bir yalnız cephesinde hasret sonra söner küllere düşer
ayrılsa bedenimden resmin
öldüğüm
aklına gelsin
aklına bütün pusatlığı ile canımın incinmesi düşsün
teninde bir yağmur damlası gibi yalnız ve soğuk ve tehlike
burnumun direğine bir dokunuş
sonra martılar sabah keşiflerinde iken
balıkları denizden topla
içsem esmer esmer
içsem
bir kerecik çal
lacivert geceden geçen zümrüdi turna gaydasını
ateşin etrafında sevdiğim o en sevişken çıplaklığın
delirmişken
ne müthiş bir sen durur
mevsimler cemre tutar aynasına
öyle ay içi
öyle zay çokluğum
ellerimle parçalarımı topluyorum bir kenara
ilikliyorum tekmil aşk
sonra esaslıca ağlıyorum kırlara dönüp bakıp
ihtimal taşıyor
orda yıldızlar saklanıp bulutların arkasında
fiyakalı bir gecede
harlanmış örse dövülmüş demir mavisi kıvılcımlanır gözlerinde
dönüp dudaklarımdan mızıka sürer gibi öpüyorum seni
bütün desenler birbirine geçerken
geçmiş zamanın birinde
şiir oluyorum
şair sen
Kayıt Tarihi : 20.3.2010 13:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
orda yıldızlar saklanıp bulutların arkasında
fiyakalı bir gecede
harlanmış örse dövülmüş demir mavisi kıvılcımlanır gözlerinde
dönüp dudaklarımdan mızıka sürer gibi öpüyorum seni
bütün desenler birbirine geçerken
geçmiş zamanın birinde
şiir oluyorum
şair sen
güçlü bir kalem belli
ne denilebilir ki böylesi bir anlatımı, böylesi dizeleri barındıran bir şiir üstüne ....
Yüreğine sağlık sevgili İrfan Sarı...............
TÜM YORUMLAR (7)