Ağustos sıcağını sindirmişti sanki üzüm gözlerin,
Sözlerin uzandığında dilime mayhoş bir tebessüm dolardı içerim
Yine de tadını yüreğime saklar ama bilirdim
Nevâdır kuru toprağa düşüp ömrü besleyen her hâre
Ve devâdır büyüttüğün her çıkarsız gözyaşı merhametinin rahminde
Suskunluğuna inat toprağının tüm coğrafyasında
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.