Yüzü zamanla kırışan bir portresin yazgımda.
Gözlerin sırlarımın mezarlığı.
Sahibinden satılık duygularımızla sergileniyoruz; var oluşun en acı örüntüsü içinde.
Renklerin, bir akşamüstü şaraba karışıp kadehimden dudağıma uzanır; adımlarımla dökülür nar çiçeği güzelliğin.
II
Bir masada otururuz içtiklerimizle.
Bir satır Edip sipariş ederiz, biraz Turgut.
Yüksek katlı evlerden düşer gibi, tutsaklığı dökülürüz sözlerimizle; bir asrın kısa bir ana dönüşünü çizeriz.
Sözlerimiz zehir zemberek!
III
Pes edip, pas tutarız.
Yalanları yakıştırırız harp halimize.
Bir celsede kritize edilip, sergileniriz.
Yaşam belirtisi ararız kendimizde.
IV
Orada o masada;
Tüm köşesine uzanır ellerimiz, her bir elimiz başka bir yıldızı devirir gözlerimizden,
Kirli sular gibi dökülür şehrimiz.
Biz ölünce kalabalık dağılır, sırların mezarlığına gömülürüz.
Kayıt Tarihi : 11.11.2019 01:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!