Su hışırtısına benzerdi karanlıkta gölgeler,
Çakal feryatlarına karışırken suskun lekeler,
Küçük bir çocukken, elimde tuttuğum fener.
Işıtır mıydı bilinmez, gece sararken beni,
Gaz yakan genzimde çoğalırken peykeler...
Gitmez usumdan beni baş aşağı dökseler.
Su gibi işleyen, gönle düşen perde perde.
Yayılır, bir zehir gibi içerde...
Uykuya kanmamış çocukluğumun kuş tüyü yastıklarına gebeydi gözlerim,
Zeytin ağacının yağ kokan yeşil yapraklarına yanarken içerim
Dizlerimde güç tükenirdi kazma yanığıyla tutuşurken ellerim.
Babamın sonunu getiremediği türküler gibi serkeş,
...'Canısı, canısı ömrümün yarısı'...
Her kaybolmuş düş kadar silik,
Ufka varmayan mermi gibi yalpalayıp karnına düşmek toprağın.
'Ah! gideceğimiz yer orası' diyen bir ihtiyar hayıflanışında keder,
Geç vakitler baykuşlar tünerdi zifiri müjdelerken ötüşleriyle
Sabah cıvıltısına kadar boyun büken serçeler,
Kurt ulumalarında, çakal feryatlarına karışırdı gölgeler.
........
Gözlerin Miydi?
Neydi düşlerimi dolduran? Zifir gökte parlayan,
Yıldızlarla söyleşen Ayl'a yarenlik kuran.
Heybemde, kurumuş ekmeğim kadar katı.
Su kabımda tükenmiş bir kaç damla umuttun.
Sen miydin?
Korkularıma arkadaş? Sen miydin uzak diyarlardaki ateş?
Yüreğime düşürülen sen miydin?
Sonra köz sıcağında üzerime serpilen,
Buz muydun? Tuz muydun yaralarıma basılan?
Her büyülü düş gibi kısa süren...
Sen miydin, yoksa ben mi yanlış anladım?
........................
Gecenin zifirine hüzme,
karanlığın karnına akstı.
Yakomozlar onu kıskanır.
Güneş ağlayarak doğarken güne.
Bakarım artık her gece hislenerek düne.
............................................
Sen miydin, yoksa ben mi yanlış anladım?
Plakta çalıyordu Sûzinâk bir şarkıda.
Gözlerin bir içim su, içim yandı doğrusu..
Öpeyim gözlerinden, kalmaz gönül korkusu...
Kayıt Tarihi : 21.5.2009 20:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!