Kapat gözlerini kadın
Karalar giyinmiş, hayalet gibisin
Gözler günah işler, ahmaklar işitsin
Eğer günahsa aşk
Günahsa Tanrı’ımın işi
Saçlarını değil
Kapat gözlerini çıplak kadın
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Sayın şair Bayhan Hanım.Çok duygusal bir şiir.kutlarım,tam puan +10
Bana (Aşk kadınlardaki bakışta saklı) isimli şiirimi hatırlattı. Merhaba,tanışalım.
Çok güzeldi... Bende size yakın düşünüyorum, affınıza sığınarak yakın bir dizemi paylaşmak istiyorum...
Seni kapatsalar, çarşafa dolasalar.
Bir gözlerini açıkta bıraksalar,
Mahremsin dünyaya...
Bu ne mavilik güzelim.
Farklı bir bakış açısı olmuş.
Ümmetin fikir ayrılığını rahmet olarak gören bir peygamberin ümmetiyiz.
Tebrikler emeğinize.
Saygımla,
Celil ÇINKIR
Delibal
Selam ile....
Tesettür …
Nefsin gözü ayda, zapt olmaz “aslan”
Tilkiyi pohpohla, çakala yaslan
Ruhumuzu soyar her gün an be an
Murat dağ Ağrı’dan “yüce” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Hüneri çeç ile kaplarken arı
“Tesettür modası” yapan soytarı
Akıbeti ateş, cehennem varı
Korkudan gündüze “gece” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bunların halinden belli keramet
Keramet ki sonu pişmanlık, zahmet
Sıktırma mı giymiş Mahmud-u Ahmet
Kalın kaburgaya “nice” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bir karış sakalı, mankenle işi
Markalı gözlüğü, altından dişi
Doksan dokuz taşlı tespihli kişi
İki laf edene “hoca” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Tenha yüreğinde top oynar in cin
İstersen “sözüne” olsun güvencin
Kanını emiyor Müslüman gencin
Olumsuz cümleye “hece” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Oldurunca yazık demez bu zevat.
Soldurunca bozuk demez, bu zevat.
Doldurunca kazık demez bu zevat.
Bu ki; yücelere “cüce” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bunun ak rengi yok, halkı, ırkı yok
Bunun otuzu yok, bunun kırkı yok
Bunların Karûn'dan hiçbir farkı yok
Bu sene kırkıncı “hacca” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Zülfikar Yapar Kaleli
Okuduğum ilk şiiriniz ve takdirlerimi topladınız.
Çok anlamlı, çok doğru...
Bu şiiri çerçeveletip her yere asmalı...
Kutluyorum tüm kalbimle genç arkadaşım.
Gönlümden binlerce puan vererek.
Çok anlamlıydı ...
Çok güzeldi....
Çok doğruydu....
Kutluyorum yüreğinizi sayın Müşerref Bayhan ....
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta