Mahvolan hayatımın cellâdıydı gözlerin
Bir yangına kıvılcımdı ilk alevdi gözlerin
Yar o ilk bakışın, götürmüştü bir şeyleri özümden
O ilk bakışın yok mu silinmiyor gözümden
Artık aşkın benim için kaçınılmaz bir sondu
O büyülü gözlerin, acımasız bir vurgundu
O esrarlı gözlerini, hatırlasam ne zaman
Dillerim tutulur konuşmaz olurdu
Yarım kalmış heceler can verirdi dudağımda
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Sende hayat bulurdu bütün iklimi cihan
Gözlerin yazdı, bahardı gördüğüm zaman
Her bakışında sanki bir başka çiçek açardı
Gözlerin gözlerime değince kıyametler kopardı.
Bir kış güneşiymiş meğer asılsız bakışların
Boşunaymış uğruna kül olup yanışlarım
Bıraksan da beni bir kara kışın kollarında
Gizli bir el çekip düşürürdü, senin yollarına
Gözlerin gönlüme düştüğü zaman
Bir başka iklime bürünürdü asuman
Karlar düşmeden erirdi, Erzurum sokaklarına
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Gözlerin yalancı bir, baharmış meğer
İnsan şah iken de çaresiz, düşermiş meğer
İsteseydin bülbüller susar, kızaran güller solardı.
Bağban olmadan gülistanlarda hükmün geçerdi
Padişahlar kul olurdu, efsunlu bakışların da
Gözlerinin büyüsüne kapıldığı an
Taçlar düşerdi baştan, tahtlar savrulurdu
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Efkârım düğümlerdi düşüncemi büsbütün
Buz tutardı hayallerim, bakışlarında
Gözlerinin seyri, en güzel dantelleri örerdi
O masum bakışların, gönlüme eşsiz nakışlar düşerdi
Bir volkan düşürsek ortasına, hayallerin düşlerin
Efkârından kurtulmak, mümkün olur muydu senin
Sigaramın dumanında, üfleseydim efkârımı havaya
Acı bir zehirle dolardı bulutların kâsesi
Arzın dahi kırılırdı, yağmurlara hevesi
Sonunda efkârından yorgun düştüğüm zaman
Dumanlar yükselirdi, gönlümün sokaklarından
Çehrem bir yangın sonrası külleri andırırdı
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Yıllardır şaşmayan, nazargâhımdır gözlerin
Yıllardır gözlerine, tutsak yaşar gözlerim
Zaman geçmez hasretin, küflü zindanlarında
Satır satır seni yazdım hücremin duvarlarına
Gözlerine müebbet, mahkûm olmaktı cezam
İnan yıldırmaz beni, aşkından kırılan kalem
Ne zaman gözlerini, hatırlasam ne zaman
Küflenmiş prangalar, düşerdi ayaklarımdan
Yıllar su gibi akardı, mahkûm yüreğimde
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Karanlıklara, bir damla ışıktı gözlerin
Rüzgârlı gecelere, kuytu bir köşeydi gözlerin
Gözlerinin feriyle, gözleri kamaşırken güneşlerin
Seni anlatabilir mi? yarım yamalak hecelerim
Resmini çizdim bugün, gözyaşımda ıslanan kâğıtlara
Güzelliğin dile geldi ansızın satırlarımda
Gözlerinin çehresini, anlatmaya kalktığım zaman
Yeni bir lisan doğardı, lügatlerde olmayan
En nadide heceler, düşerdi satırlarıma
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Yar; ne zaman okunsa, şu gönlümde fermanın
Susuz düşerdim, ortasın da ummanın
Bakışların döverdi, gönlümün kıyılarını
Med cezirler yaşardı çaresiz gönlüm
Bazen ince bir sızı, bazen hırçın bir rüzgar
Her gün emsalsiz bir felaketle gelirdin
Eğilmeyen başımı, yerlere sererdin
Kargı mızrak kırılır, düşerdi elimden kalka
Savaşlar bitirirdi, gözlerine bakan komutan
Açtığın şu yara, sızlasa ne zaman
Kanlı gözyaşları fışkırırdı göz pınarlarımdan
Hıçkırıklarımı gömecek bir çukur arardım
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Bilirdin yar sevdamı, gözlerime bakardın
En zayıf noktam, zaafımdı gözlerin
Yemyeşil yamaçlardan çöllerime akardın
Çöllerin ortasında, bir vahaydı gözlerin
Hasret cehenneminde, vuslata, umut verince
Can çekişen yüreğime, abı hayattı gözlerin
Dinmeyen fırtına olur, eserdin sahralara
Karışırdın bir anda, toz toprağa kumlara
Gözlerin gel diye, sahralara çağırdığı zaman
Gözlerin, gözlerimi, Mecnun’a çevirdiği zaman
Gözlerim Leyla diye, gözlerini arardı
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Takvimlerden yaprakları, düşmez sanırdım
O gelmeyen yılları, geçmez sanırdım
Gözlerinden başka her şey, koskoca bir yalanmış meğer
Bir gerçek için ölürdüm, izin verseydin eğer.
Günler ayları, aylar yılları kovalardı
Bir mum gibi erirdi, gözlerinde hayatım
Göz bebeklerinde, vurgunlar yerdi zaman
Zaman geçmeyi unuturdu gözlerine baktığım zaman
Gözlerin gözümdeyken işleyen saatler dururdu
Gözlerin, durmayan zamanı durdururdu
Gözlerini gözlerimde gördüğüm zaman
Bir sukut düşerdi, isyanlar barındıran
Neler neler anlatırdı o efsunlu bakışlar
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
İster gündüzden sor beni, ister kararan geceden
Sevdam aşikârdır sana, yazdığım heceden
Gözlerini göklere çevirdiğin zaman
Bir yıldız yağmuru başlardı semadan
Başı dönerdi boşlukta dolaşan, güneşin
Depremler yaşanırdı, kalbinde kâinatın
Güneş geçmez olurdu, mehtaptan öteye
Ay yar olmazdı artık kararan geceye
Aşkından kapkaranlık kuyulara, düştüğüm zaman
Geçen kervanlardan umudu, kestiğim zaman
Katran karası gecelerime, gözlerin doğardı
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman
Yar gözlerinde sundun aşkın zehrini
Bakışlarından yudum yudum, içti gözlerim
Görsen ağlardın, garip halimi
Yıllarca gözlerini, sordu gözlerim
Gözlerinde başladı, şu bitmez yolculuğum
Gözlerin bir umuttu hayata tutunduğum
Sen ki kırdın umudun, en son kalan dalını
Dilerim almazsın, şu gönlümün ahını
Gözlerinde başladı, gözlerinde bitiyor, efsunu aşkım
Bir içten bakışına, inan fedadır sana başım
Gözlerin bana tarifsiz acılar yaşatırken
Gözlerim gözlerinde, kapanmayı arzulardı.
Gözlerim ki son nefesinde, gözlerini anardı
Kırgın bakışlarında, asılıydı kemendim.
Mahvolan hayatımın, cellâdıydı gözlerin
Son arzusu sorulurdu idamlık olandan
Bak şu gözlerime, eser var mı korkudan
Son sözümde, gözlerin olurdu gözlerin
Gözlerin, aklıma, düştüğü zaman...
Kayıt Tarihi : 21.4.2015 02:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!