Şimdi uzak kentlerin sönük ışıkları gibi gözlerin
Parlak yıldızları kıskandırırdı
Bu kentin ışıklarını,
Ortalığı kasıp kavuran güneşi de
Papatyaları solduran; laleleri ürküten gözlerin
Gayri açmayacak ortancalar
Ne kadar yazsam ne kadar konuşsam az
Büyüsü bozuldu düzenin; gözlerin boş bakar şimdi
Kapı artlarında binlerce insan kendini beklemeye başladı.
Hem de koynunda yatan kendi kendine sıkıca sarılarak
Çocuk bekçiye selam verdi; Bekçi sadece amirlerine
Öğtmen öğrenciyi tembeller sırasına oturttu.
Konuk ev sahibesini azarladı
hanım uşağı,uşak kedisini dövdü
Kediye uçsuz bucaksız sokak bahşettiler böylece
İşçiye bir define çalış kaz,kazan diye
Kapılar hep kapalı koridorlar boş kaldı
Gözlerin böyle manaszken
Kaç kere yıldızları saydım da çillenmedi ellerim.
Gözlerin boş bakar; nerede hüzünler mutluluklar
Sevincini gölgelemiş karanlıklar
Doğayla baş başa vermiş binlerce insan, hayvan,çiçek,böcek
Aynı ağıdın nakaratında hapis
Gözlerin boş bakar
Ölüm bir kara leke gibi bağrına düştü gözlerinin
Hey hayat nerde o eski anlamlar...
Yakında adem dirler bir şehre azîmet var
Uçdı bu fezâlardan mürg-ı dil-i nâlânım
Ârâm idemez oldum efkâr-ı seyâhat var
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta