Her şey senin gözlerinle başladı sevgili,
Zamâna bırakılmış bir yaraydı benimkisi
En umulmaz ânında nüksetti,
Şâir'in tecellîsi...
Hani diyor ya;
*İçinden zamân geçmeyen yaralar da var.*
Varmış sevgili, varmış! ..
Bir Hüthüt'ün tüneğinde boğumlar;
Bir ötümlük lahzâlar, meğer Asırlar'mış...
Yaralar ki,
Zülfikâr Kılıçları'na kın
Bıçağın sırtını, yüzünden keskin yapan bileyi
Yaralar ki,
Her şey delip geçmiş hedefi
Vahşî'nin Mızrağı,
Giyom Tell'in hürriyet umûdu,
Yusuf'u gören gözlerin kestiği eller...
Fakat,
Sâdece zamân geçmemiş içinden,
Bir de saplanan gözlerin...
Her şey senin gözlerinle başladı sevgili,
Devâyı bekleyen bir yaraydı benimkisi
En onulmaz tahribâtların üstesinden gelirken,
Bu gülle de neyin nesi?
Bil ki en şiddetlisi,
O balmumu gözlerinin sillesi! ..
Kulaklarımda arı uğultusu,
Şimşekler çakıyor beynimde,
Yıldızlar dolanıyor gözlerimde
Var mıyım, yok muyum?
Transparan görünümlü varlığım,
Sevgili;
Senin merhâmetine kaldı bahtiyârlığım! ..
Şimdi gel!
Bana, beni anlat!
Oysa,
Birikmişti akreplerin kustuğu zehirlerde cerehât
İçimde yıllanmış yaraların nötronlarına,
Kıvılcım fırlat!
Lâ-mekân oluşumun, yapısı mı gözlerin?
Zamânda kayboluşumun, kapısı mı gözlerin?
15.04.2002 Münih 03: 50
Mustafa Engin KaratayKayıt Tarihi : 16.4.2002 16:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Birikmişti akreplerin kustuğu zehirlerde cerehât
İçimde yıllanmış yaraların nötronlarına,
Kıvılcım fırlat!
Lâ-mekân oluşumun, yapısı mı gözlerin?
Zamânda kayboluşumun, kapısı mı gözlerin?
müthiş bir final tek kelimeyle şahane.
TÜM YORUMLAR (14)