Gözlerin Şiiri - Mustafa Yılmaz Boz

Artık geçmiş bahardır, bulunmaz inayette,
Zindan mıdır gözlerin, işler mi cinayet te?
Altı bin altı yüz atmış altı tam ayette,
Sekiz büyük Hadisten, Tirmizidir gözlerin…

Kurbanım böylesine, gözlerinin destine,
Öldürmek mi muradı, bilmiyorum kastı ne?
Düşerken İstanbul’um, dizlerinin üstüne,
Fatihin kuşatmayı, yarmasıdır gözlerin.

Her geçen gün sessizce, kururken iliklerim,
Bana düşen zamanda, hasretini beklerim,
Bir avuç ay ışığı, süzerken kirpiklerim,
Ağmanın karanlığı, görmesidir gözlerin.

Son hedeftir şu kalbim, ciğerime saplanır,
Sadece gözler değil, bakışlarda yıpranır,
Bir tarafta dağılan, bir tarafta toplanır,
Siyah beyaz saçının, örmesidir gözlerin.

Benden bir iz kalmasın, izbe sokaklarında,
Daldığında gözlerin, akşam şafaklarında,
Uzayıp giderken, ismin dudaklarımda,
Kirlenmiş beyazların, sürmesidir gözlerin.

Bakışların Şamanın, Allaha varışı mı?
Saman yolu yıldızın, toz ile karışımı,
Beyaz güller içinde, lalenin yarışı mı?
Yabani sümbüllerin, kırmasıdır gözlerin.

Mekânsız gözlerinde, geçer sudan zamanlar,
Bak dillere düşersin, seni yazar romanlar,
O bakış ki birbirini, kirpiğinle tamamlar,
Dalgalı saçlarının, sırmasıdır gözlerin.

Arı bal yapar hani, üzerini sırlar ya,
Işığına pervane, ayı yüz kez turlar ya,
Ateşten bir bulut, yerden göğe fırlar ya,
Yandığım Irmakların, termesidir gözlerin.

O gözler ki bir bilsen, nasıl yakışmış yüze,
Sanki yaydan fırlamış, ateşlenmiş bir füze,
Ateş suya karışmış, ormanlar da denize,
Maviyle, su yeşili, karmasıdır gözlerin.

Yanık uzun bir tarab cana değen bestesin,
Sırtı yerde pehlivan, gelsin sana pes desin,
Esir düşmüş kanatlar, özgürlüğü istesin,
Ürkek kuşun camlara, vurmasıdır gözlerin.

Her derde deva sanki, bir yudum zemzem gibi,
Yorgun atın ağzında, kırılmış bir gem gibi,
Ayazlarda pişmişte, kurda kuşa yem gibi,
Susuz kalmış çöllerin, hurmasıdır gözlerin.

Dili geçmiş bir zaman, sanki resim portalı,
Bende hiç ağlamadım, gözyaşından artalı,
Son Sürat süzülürken, saçlarının kartalı,
Sekiz yüzle giderken, durmasıdır gözlerin.

Böyle bir kutlu yapıt, İnan yoktur sultanda,
Getirseler yan yana, kıymet görmez altın da,
Kurumuş gül dalının, yaprağının altında,
Bin bir çeşit meyveyi, vermesidir gözlerin.

Geceye ışık tutar, kirpiğinin karası,
Böğründe taşıdığı, bir ceylanın yarası,
Duyarsın ya içinde, yanık bir ses arası,
Hüzzamla Muhayyerin Zurnasıdır gözlerin

Bir gün sende anlarsın, kalbini duyar sızın,
O camdan gözlerine, kalacak duyarsızın,
Bir iyilik yapması, gibidir hayırsızın,
Cami önlerindeki, kermes’idir gözlerin.

Kendime bile demem, saklı kalsın bu gizim,
Ne kalbim kalsın sende, ne ufacık bir izim,
Uzatsam dokunurum, ama bundan acizim
Aşk’a susuz kalmışın, kurnasıdır gözlerin.

Gözlerinin üstünde, gerilen o yayları,
Var mı böyle bir deniz, ıslatmasın koyları,
Karanlıkta koşturan, körpe rafan tayları,
Uzunca boşluklarda, yormasıdır gözlerin.

Dağların üşüttüğü, güneşin yakmasıyla,
Aynısına eşdeğer , ırmağın akmasıyla,
Son insanın Cahim den, son sürat çıkmasıyla,
Cennetin kapısını, sormasıdır gözlerin.

Boynuma dolanırken, suskunluk zincirleri,
İçimde paslanıyor, kilitli sancıları,
Bir bakışı dağıtır, birikmiş acıları,
Mahkumun zincirini, kırmasıdır gözlerin.

Görürsem şükrederim, iki rekat bir namaz,
Seni gören divane, akıl ile anlamaz,
Avcı avını görür, durur ve kımıldamaz,
Kartalın güvercine, permasıdır gözlerin.

İnsanın geçeceği, son köprüsü sıratmış,
Söyle bana sultanım, kimi böyle yaratmış,
Mevla önce kaybetmiş, sonrasında aratmış,
Fakirin duasına, ermesidir gözlerin.

Son bir sevda asarım, yıkılmış duvarında,
Neylersin ki sevgili, ölüm olmuş karımda,
Böyle yelda görmedim, memleket civarında,
Acem ellerinin tek, turnasıdır gözlerin.

Kırılsın mı dizlerim, ister mi böyle yemin?
Bir dua çığlığında, göğe çıkar mı zemin?
Yalın ayak yürürken, ordusu Ebrehe’ min ,
İlk batılı yerlere, sermesidir gözlerin.

Kahıroğlan yandığım, gülden be- destesine,
Duyduğum da ağlarım, gözlerin bestesine,
Hadi gel vur mührünü, sol göğsümün üstüne,
Artık şu sol yanımın, armasıdır gözlerin.

Artık geçmiş bahardır, bulunmaz inayette,
Zindan mıdır gözlerin, işler mi cinayet te?
Altı bin altı yüz atmış altı tam ayette,
Sekiz büyük Hadisten, Tirmizidir gözlerin…