Hayatımızın her anına dokunduğumuzda
Yaralı bir ülkenin ıssız kalbinde
Yaşadığımızı hissederiz
Öfke duymasak bile
İçimizdeki ses bizi avutmak isterdi
Diz boyu hoyratlığın içinde
Gözlerimizle dokunduğumuz kendi içine çekildi
Mavi gökyüzü bir ayna gibi gösteriyor bütünü
Herkesin kendi hesabına
Kasaplığı devam ederken
Kurbanın kim olduğu
Kurban olmadan önce biliniyorken,
Gözlerimizi dokunmadan kapattık
Doğanın dengesini bu hale getirdikten sonra
Konuşur olduk doğayı
Kan akıtmayı o kadar çok sevdik ki
Ne zaman ki ecelsiz ölmeyi bağışladık
Gözlerimizle dokunduğumuz her yeri karanlığa bıraktık
Çoğumuz ilk söze ve bakışa tutunduk,
Kötülerin öğüdüyle yürüyenler o kadar çoğaldı
Meyvesini her mevsimde vermeye zorladığımız
Çabuk solmaya başladığından bu yana
Gözlerimizle dokunduğumuzu yaktık
Dokununca değişeceğini ummak istedik
Geceyi gündüzünden,
Doğruyu yalanından, siyahı beyazından,
İleride olanı geride olandan
Ayırmak istediğimiz anda;
Gözlerimizle dokunduğumuzu bitirdik
Dokununca değişen zamandan söz etmek için
Buharlaşan ne varsa ilkemiz olmuş
Zaman budayarak, susarak öldürüyorken
Gözlerimizle dokunduğumuz soluyor
Acısı gözlerimizde eriyor
Her dönem kendi acı verme yöntemini buluyor
Dokunmadan gitmeyi seçebilseydik keşke
Kabuğunu kıramadan gidemiyoruz bu zamanın
İçindekileri dışına dökerken yazısız talihimizin
Gözlerimizle dokunduğumuz kavruluyor
Önder Karaçay
Önder KaraçayKayıt Tarihi : 22.12.2012 01:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!