dönmekten vazgeçen bir dünyada yaşamak isterdim ya hep sıcak olsa yaşadığım şehir ya da bir daha martılar hiç uğramasa bahçemdeki çöplüğe ya da ne biliyim işte siz tahmin edin gözlerime düşen perdeyi hatta bu çileyi benim yerime siz çekin ben hiç yaşamayayım yaşlanmayayım hep genç kalayım geç kalan ölümle hanginiz benim kadar ölümü dansa davet eder bu nasıl bir çığlıktır böyle ne kadar da ıslakmış gözyaşların beni içine gömerler dünyanın yeşil bir yorganın altında uyumak ama uyanmamak en iyisi hiç kıpırdamamak ben deniz yüzmesini bilmeyen bir dalga geri geri koşan beyaz tüylü kör bir at belki de bir savaş meydanı hey yabancı bu nasıl bir çığlıktır böyle ne kadar da kırmızıymış dökülen kanım gözlerime düşen perde yine mi sen yine mi sen geldin her yerde sen her yerde sen varsın
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta