İnancı yaralı bir köylü çaresizliğiyle yaşamının hasat zamanını verimsiz geçiren babamın çocukken hayranı olduğum sıkılmış nasırlı yumruğunun yorgunluğunu öperken alnımda ağırlaşan hayat çizgilerinin arasında eksik kalan çocukluğumu saran ellerin, annemin ben çocukken ördüğü yün kazaktan sonra bedenimi ısıtan tek sıcağımdır...
Güldüğünde, rengini hiç tarif edemediğim o bayram sabahlarını yeniden yaşatan
Tadı ömrümden hiç gitmeyecek olan o bakışların, rengi yoksulluktan belli olmayan gözlerimde buz tutan kederi buharlaştıran tek sıcağımdır...
Ellerimden tut.!
Gözlerimden sev beni...
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta