Gözlerimde Mil Ayaklarımda Pranga

Kanatları çekilmiş kuşların olduğu bir gökyüzünde
Hangi maviye uyanır gözlerim
Hangi gerdanı gümüş güvercini döşünden öper
Hangi selvinin endamında takılı kalır duygularım
Hangi hayale nazar boncuğu takarım

Kan barut kokmayan hangi topraklardan geçerim
Hangi şehirde mola verir
Hangi kasabanın kıraathanesinde çay içerim
Hangi mahallede hangi çocuklara el sallar
Sokak oyunlarında hangi evin camını kırarım
Hangi yağmurlarda ıslanır
Hangi gözelerden su içer
Hangi güneşe pencerelerimi açarım
Hangi cam güzeli çiçeklerimi sularım

Gözlerimde mil ayaklarımda prangalar varken
Hangi dağlarda kenger toplar çitlembik çıtlatırım
Hangi kuzularımı otlatırım

Susun, konuşmayın ne olur
Her cümlede harf harf deşiyorsunuz ciğerlerimi
Kandan göller oluşturdunuz dayatmalı vaatlerinizi dinleyeli
Toprak kanla serinlemiyor
İçimde boğmak içimde öldürmek gelir sizi
Zeytin dalının ardında sakladığınız silahlarınızla
Uçmayın üzerimde
Yeter vurmayın beni….