Şimdi tut yüreğimden kalkıcak heyecan!
Bir vakit,elemli bir hüzün,
Ardından koşan gökmavisi keder,
Seni sevmeye hevesli bir beden
Uslanmayan yangın yeri yürek...
Soluksuzca anlatılcak bir masal;
Kahramanı ilk sen
Sonradan yitik düşen bir ben...
Gülüşlere bağlanmış mor bir tebessüm
Dünleri geride bırakmış tarih kaçakçısı sözler
Akıllara yer edilmiş bir çift göz...
En son rüzgarı kıskandırcak bir veda...
Şimdi;
Elleri koynuna kenetlenmiş beyazlık.
Simsiyah yarınların ardından gülümserken,
Sen sadece hayaline yandığının mevsimindesin.
Vazgeçmelerine sahip çıkamamış bir çocuksun...
Son umudu göremeyecek kadar kör.
Kendinden geçicek kadar sersem!
Son sözü bile paylaşamayacak kadar;
Yalnızlıkla büyümüş bir çocuksun...
Bakma ardına;
Git yine,
Sığınılacak tek bir ben beden bırakma.
Gülüşlerini yasakla,
Gözlerim aklına geldikçe...
Kendimi bilen sayın ben;
Başlıyor artık bir heyecan kasveti...
Unutulan sayısız günlerin kırk yıla nisbet hatırı.
Ve şimdi sözlerimde bizlik,
Gözlerim yalnızlık,gülüşüm aşk!
Bakışlarım bir o kadar hasret...
Etme artık!
Son kez.
Bir bakışımla gel.....
Mısri Nuray Altay
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta