Yitiriyorum sabır sandığının hazinelerini.Vakti çalınmış günlerin huzurundayım,güneşim yok .Bahenesizim…Bohemlerimde nemli sevgiler ıslanır,uslanır yüreğim.
Kuytu kuyularda büyümüş aşk Yusuf’u olarak Nemrut güzellerinin olta attığı aşk sahilindeyim.Üst benim parçalıyorlar güzeller.
Elimde yalnızlık tesbihi var diye,aşktaş olmak istiyorlar.Yüreğimin ekranında alt yazılar geçiyor.Gözleri Nemlican diye diye..
Tüm tercih sıralarında,ruhun usanmış kediler kol geziyor ciğerci güzelimin dükkanı önünde.Kaçamak bir Van kedisi oluyor oralarda.Sitemlerle örülü istemlerimin şimdilerinde şimendiferler kalkışa hazır.
Sanki bütün yolcular benim içim binmiş.Gidiyoruz,Kaf’ı aşarak,affı aşamayarak duruyoruz.“Boşa kürek sallayan vicdanımdaki duvarlar çatırdıyor.
-Sen de kimsin? Ciğerin kaç para eder? Beni isteyen onca ciğerci güzeli varken?
-Sen kimsin? Hatta daha öteye giderek küfrü mühürleyip gitmek …
Aşk intihar kuşları uçuyor umut dünyamda,en eski intiharlı aşk gelir aklıma.
Hani ünlü Çin imparator Xuanzong ile Yang, aşkı.Bizim Leyla ile Mecnun’u dünyanın bilinen en eski aşk trajedisi kadar kederim.
“Yang, imparator Xuanzong'un sevgisinden yararlanarak, yakınlarına soyluluk unvanı verilmesini sağlar. İmparator Xuanzong ise her gününü Yang'la geçirir, devlet işlerine bakmaz. Sonunda bir komutan isyan eder ve imparatorluğun güvenliği tehlikeye girer.
Xuanzong, askeri darbeden sonra saraydan kaçar. Kaçış yolu sarı tozlar, dar geçitler ve yüksek dağlarla doludur. Yolda koruma görevlilerinin baskısı altında kalan Xuanzong, en sevdiği cariyesi Yang'a intihar etme emri verir. Askeri darbe bastırıldıktan sonra, İmparator Xuanzong sarayına döner, ancak sarayda en sevdiği cariyesi Yang'ı bulamaz.”
Gözleri Nemlican,seninle aşk göğünde yan yana uçan iki kumru olsak yeniden.Nemli gözlerin bulutlara ders verse,yağmur ve aşk yağsa yeniden.Yere indiğimizde fasulyeler gibi sımsıkı sarılan yeşil sevdanın adası olsak.Göğün sonu yokmuş gibi görünür,bir sonu var, yerin bir sonu yokmuş gibi ama var.Her şeyin sonu var,ama ayrılık acısının sonu yok Nemlican…
- Seni seviyorum
- Yorumsuz..
- Kurumuş gül yapraklarına, bülbülün savruluşlarında saklıyorum seni.
Eğilip parçalarını topladığım,masum bir aşkın mahzenlerinde şiirsel bir malzeme değilsin.Tüm kelimelerin üzerine,tüm umutlarım üstüne,dahası her anın, duygunun üstüne,yar senin üstüne yeminler ederek sana sarhoş demek.Her gece şarabından çok içmişim.Kırmızı dudaklarına benziyor, içmişim.İçmesem de dünya dönüyor,başım dönüyor,manasız da olsa rolleri ezberletiyor acılar.
Tanımaya çalışıyorum gidişleri,belki de yeniden gelişlere sarhoşum
Manasızım.
Haklı olduğum tüm hadiseler üstüne hadisler anlatsam da yüreğindeki kırık kalan demirlerin pası geçmez.
Geriye çekiyorum beklemeleri,kısmetlere adıyorum adını, gelişini.İlk sırada olmaya hazır,hazır bulunmuşluğun kumaşından sana gelişlerin gelinliğini hazırlıyorum.İllegal bir beklenti benimkisi. Ve şimdi anladım ki ruhumun yitik çırpınışı alkışı hak ediyor; ama yaptıklarımın fotokopileri gelmenin dersi için çoğaldıkça bir şey ifade etmiyor senin için.
Harakiri ediyorum,kendi yaptıklarımla.Güven bir erkek ismi olunca, haklı olarak bana güvenin kalmıyor kısmetlim.Güvencelerimin everesti gün geçtikçe yükseliyor, bütün sonsuz uzaklardan görebilirsin Nemlican.
Hayrettin TaylanKayıt Tarihi : 29.6.2009 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!