öçlüğünde yılgınlığın bende pejmürde ve lal
dut boyunlu ısırıktan urgan'laşır
karşımda tuvalleşen eylül ağacı arada iştigal
ki doluşganlığı
sütü yakıcı ormanımın hozarlak tanesinde
üniformalar çizgili üçgen
ve gezinir Sara'nın ölümü
Seni ele sevirem ki...
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
Devamını Oku
Diyirsen ki, niye?
Ne bilim işte ele!
Seni görende bir hoş olir, ölür ölür ölirem...
Ahşam olir davar, nahır, mal gelir.
Komlar, ahırlar dolir
bir iftar anıydı öğretmen evinde iftar acmıştım ve yan masada oturan bir bayan vardı hastaydı yüzü kızarmış ve halsizdi sanki bütün vucudundaki vitaminleri almışlar tamamen vitaminsiz kalmıştı fiziksel olarak böyleydi ruhsal olarak ta bu derece vitaminlere ihtiyacı vardı.sonrasında salatamı paylaşmayı istedim ve masama davet ettim nazik davetimi bir o kadar naziklikle kabul etti yarımda olsa o akşam yemeği birlikte yemiş olduk daha sonrası içilen caylar ki o caylar cok keyfli ve tatlıydı
sanırım beni tanıdın ben murat
yazılarını okuyorum neden bu kızgınlık neden bu küskünlük
msn adresimi vereyim
[email protected]
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta