** Gözlerde yaş kurur...**

On altı hazıran can, iki bin on sene,*
Selamünaleyküm dost, Çarşamba loş yine.*
**
Ah mirim hiç hazzetmem, er, dişi cem-i can,*
Baldır, gerdan pek üryan, ulu orta meydan.*
**
Riyâ kokar her tavır, alacalı her yüz,*
Çıtkırıldım şuh beyler, ar, namus olmuş düz.*
**
Şu asrın icadi ya, çok renkli camekan,*
Döş açık sürü köçek, sergisi bu mekan.*
**
Aş mebzül, aşçı mebzül, güya aş karılır,*
Her yeri oynar beşer, fiy mutfak sarılır.*
**
Taharet almış mı ki, ihtimal pek uzak,*
Tırnaklar renkli pençe, şer cadı el tuzak.*
**
O halde yemek yapar, görsen mide kalkar,*
Birde sofra kurar ki, aç, yoksul şeş bakar.*
**
Kahkaha sel tufanı, uçuşur boş laflar,*
Mangalda kül bırakmaz, peşi sıra gaflar.*
**
Neyse yemek yapılır, donanır bir sofra,*
Er, dişi sarmaş dolaş, hepsinde bin tafra.*
**
Kurulurlar masaya, envai çeşit aş,*
Besmele şöyle dursun, savrulur tenkit taş.*
**
“Ay şu çok yağlı olmuş, bu ne biçim pilav,*
Etler pek az pişmişmiş”, hiç kimse olmaz tav.*
**
“Şükür mü o nedir” der, din ve iman nerde,*
Gözü midesinde keşler, kâlp gözünde perde.*
**
Bir taraftan tıkınır, kusur arayan çok,*
Sofrada hak ne gezer, sırtı pek, karnı tok.*
**
Ne teşekkür, ne şükür, yemekler aş artık,*
Yemekten kalkan oynar, köçekler baş artık.*
**
Bir nüfus doyuran aş, kalan çöpe boca,
“Aman bu israf” desen, derler ki “sus Hoca”.*
**
El çırpar, gerdan kırar, mideler şiş davul,*
Yeyin, için, aksırın, düşe kalka savul.*
**
Yeryüzünün çoğu aç, bir ekmeğee muhtaç,*
Su bulunmaz yerler var, çok hasta, yok ilaç.*
**
Bu ne derin çelişkidir, anlamaz tok, açı,*
Derin uçurum olmuş, açılır çok açı.*
**
Umurunda mı dünya, etli güveç gelsin,*
İşkembeler bayramda, tatlıyı seç gelsin.*
**
Yüz kişiye bir kaşık, bir kişiye kepçe,*
Kurtlar sofrayı kurmuş, var yansın halepçe.*
**
Aşık Uslu hicveder, ok hedefin vurur,*
Susarsam Hak incinir, gözlerde yaş kurur.*
**
Aşık Uslu Niksarî 16.06.2010- 07:05 Samsun
Zübeyir Güngör Uslu