Gözler yalan söylemez.
Yılların çektirdiği çile
Dökülür gözlerden avuçlara
Al seç hangisini tekrar yaşamak ister ki gönül
Yüzün buruşuyor anıların tazeliğinden
Yapmacık olarak gülsen de
Gönlün kan ağlıyor hatırladıkça
Avuçlarındaki kötü anıları
Gönül yarasının acısını hatırlatırcasına
Avuçlarını yakan anıları
Savur dağa taşa vur kendini kırlara
Bağır, çağır, haykır,
Mersin dişi olsunda
İster Rize, ister Bosna
Hiç mi güzellik yaşanmadı
Gelmez mi onlar avuçlara
Var elbet
Aç insanların diş karıştırması hazzında
Ama buğday ambarında içine karışmış
Pirinç taneleri kadar az
Bu yüzden ben kendimi dağa taşa vursam da
Azbuz la oyalansam da
Kelebek sitili bir yüzücü gibiyim
Bir nefes su altı
Hayatta yaşanan acıların etkisi
Nefes almama engel
Sancısı ciğerlerimi yırtar
Ürpertir, kâbustan uyanır gibi
Bedenimi silkeler
Bir nefes su üstü dünya işleri
Sahte gülücükler
Tiyatro sahnesinde rolünü icra eder gibi
Gözler yalan söylemez
Dünya da sahne gibi değil midir?
Avucumuza dökülen senaryomuz değil midir?
Ne yapalım şansımıza drama cıktı
Rolümüzü çok iyi oynuyoruz ama
Gözler yalan söylemez
Hele buğulu gözler hiç yalan söylemez
İşte dostlar bu gün için aranır
Bulursan şanslı sayılırsın
Yüzücünün su üstü süresini
Güzelleştirir
Ağrıyan yaraların
Zonklama aralıklarındaki
Ferahlığı sağlar
Sayısı arttıkça
Zonklama aralıkları büyür
Ferahlık artar
Gözler yalan söylemez
Kayıt Tarihi : 31.8.2008 01:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!