Yüksek
Yüksek tepelerden bakıyorum sana
Bunu tanı
Yüzümü kestirmeye çalış
Çabala kendince
Dudağında bir damla kanat kendini
Böyle mi biterdi dedim
Demek ki dedi
Bu donuk kadın, yabancıydı bana
Sanki cerrahpaşa
Sildim sildim
Tanınmayacak hale gelene kadar
Artık senin değil
Bu tablolar
Makyajsız kadınlar
Ne demiştin bilmiyorum
Sabah sokakta
Çıplaktım
Soğuktu güz günü
Üstümde dört kışlık
Yan yana tutsan bir yıllık mont
Ah şimdi ölsem
Kaç kişinin içi ferahlayacak
Bu sokaklarda bir dizi insan
Hiç ezber yapmadım
İki nefes sonrası bir vergi kaybı yaşanacak
Bak gör
Biliyorum aşıksın
Tabii bana sormayacaksın
Lüzumsuz bardakların adamıyım ben
Fazla tabakların
Ardından perdeyi aralayıp
-
On dört Nisan bakışların
Akşam yorgunu omuzlarım
Konuşulmuyor, anlaşılmıyor
Edilmiyor işte beceremiyorum
Üzülme,
Gidiciyim ben
Bak, çayım soğur hemen.
Bir kaşık atarım demliğe
Uğrayanım edenim olmaz ya benim
Mümkün olmayan şeylerin hayaline
Haksız sevincine kapıldım
Ellerim kemiklerine kadar boşken
Gözlerim kovuğunda körken
Ben bunca uzaktan nasıl sevdim seni
Şaşırmanın gününü yaşıyorum
Geçmiş
Zaman
Saçlarını ören ilkokul ağaçların kurumuş
Artık -var yok- penceren
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!