GöZALTILARIN İÇİNDEN Şiiri - Yorumlar

Necdet Arslan
1352

ŞİİR


92

TAKİPÇİ

Buruşuk vakitlerden biri değil
Tanıyamadığım başka bir şey inan
Gece gelinciklerinin bile
Yerlerinde yeller esiyor şu an

Gelecek günleri hayra yorabilir miyim?
Hangi sözcüğü söylesem yalan olur

Tamamını Oku
  • Cevat Çeştepe
    Cevat Çeştepe 11.10.2014 - 14:09

    Kişinin görmek istediğini görememesi., duymak istediğini duyamaması., solumak-koklamak istediğini de soluyup, koklayamaması. Galiba en 'hukuksuz' gözaltı., kendimize uyguladığımız sınırsız gözaltılar...
    kaleminize sağlık....

    Cevap Yaz
  • İbrahim Kavas
    İbrahim Kavas 07.10.2014 - 13:33

    Biz, toplum olarak gözaltında yaşamaya alışmışız desem, yanlış anlaşılır mıyım bilmiyorum? daha çocukken bile yasaklanan bir çok şey ve yerler, gençken ona ayıp, buna ayıp, hiç yakıştırılamayan davranışlar, örneğin; ıslık üfleyerek yolda gidemezsin, teneke kutuyu tekmeleyerek yürüyemezsin, büyüklerin bulunduğu yerde rahatça oturup konuşamazsın. daha sonraki yıllarda; fikrini açıklayınca her mekanda savunma yapmak zorunda kalırsın. uzattığın saçından, bıraktığın bıyığından her kesime layık görülemezsin. Tüm bunlar bize, kalplerimizin ölü yıldızlar tarlasına çevirmeye yetip de artıyor bile. Özgürce şarkı söyleyip, şiirler yazabileceğimiz günlere... Yüreğine sağlık.

    Cevap Yaz
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay 30.09.2014 - 15:32

    'Kaşın üstünde gözün var...' Hoşuma giden Ata deyişlerinden biridir bu... Bahanelere de iyi oturan bir cevap gibidir, hazır...
    Şiiri okuyunca 'ya gözün altında ne var' diye sordum, kendime... İnsan neden bakışlarını indirir aşağıya, 'altında görmeyi istediği' bir şey mi vardır?
    Sanırım 'karşıya' bakamamanın çekincesidir, indirmek gözlerini... Yasaklı bir bölge var gibi, kaçırmaktır bakışları... Biz alta bakarken, birileri bizi gözlüyor endişesidir...
    Yaşama böyle bakmaya alışmak, daha sonraları 'bedenen de' gözaltı hallerine alışmayı doğurur... Kabullenemeyenlerin sesine yabancı kalır, çevirip geçer o insanlar gözlerini, görmemezliğe gelinmek daha ağır bir suç gibi koyar, gözaltında tutulanı...

    Ülkemiz ve insanımız yıllardır benzer paradokslarla karşı karşıyadır... Neyin doğru, neyin yanlış olduğu konusunda kesinlikle bulanıktır ortam... Labirente benzer yaşam biçimi, bilinç düzeyi düşük toplumların açmazıdır, bizim de açmazımızdır, haliyle...

    Şiirin finali çarpıcı bir biçimde gerçeği vurguluyor... 'Seni bilmem olası değil ama/ Benim yüreğim şimdi gözaltı uykularında...'
    İşte farklı konumlardan bakmanın belirsizliği...

    Kutlarım Necdet, sevgili dostum...

    Cevap Yaz
  • Şükrü Enhoş
    Şükrü Enhoş 29.09.2014 - 18:34

    Ülkemizin kronik hastalıklardan birisidir; (hukuka aykırı) gözaltılar. İçinden geçtiğimiz dönemde, bedenen dışarıda olsak da artık ruhumuz, fikrimiz, hislerimiz bile gözaltında. Cari rejimin baskıcı ve zorba ruhu nefesimize dahi siniyor ve ciğerlerimizi, içimizi daraltıyor. Şiirin karamsar gidişi, tarif edilenin vahametinden ve bunun daha yaygın hissedilmesinin istenilmesinden kaynaklanıyor. Saygı ve selamlarımla, kutluyorum üstadım, sayın Necdet Arslan.

    Cevap Yaz
  • Naime Özeren
    Naime Özeren 29.09.2014 - 17:43

    Şair, bir dönemin oldukça etkisinde kalmış belli ki. Kalınmayacak gibi de değildi hani...Şiirlerinin başlığında, bir kısmının da içeriğinde görebiliyorsunuz bunları. MAHUR GÖZALTILAR, GÖZALTILAR İÇİNDEN gibi.Aslında yaşam bir gözaltı... Nerde özgürlükler?... Hangi alanda?... Bu günlere sere serpe, elimiz kolumuzu sallaya sallaya mı geldik sanki?... Ya yarınlar?...

    Çocukluğumuzda da gözaltında değilmiydik biz?... Sobaya dokunma, yanarsın, cıss. Onunla oynama, şuraya gitme. Şu kitapları okuma, henüz sana göre değil... Örnekler saymakla bitmez. Sonra göz altıların türü değişti. Ama sonuçta yine Gözaltı İŞTE...

    Gelecek günleri hayra yorabilir miyim?
    Hangi sözcüğü söylesem yalan olur
    Üzerimde ziftli sokakların ağırlığı
    Bedenimi kıskıvrak saran kolların değil
    Tanımını yapmakta zorlandığım başka şeyler var

    derken şair yarınlar adına endişelerine de değiniyor şair usulca.Zorlanmaz zorlanmasına tarife de sırasını bekler anlatmak için.

    Kösnül tangolarda birbirine karışıyor ayaklar
    Sen bir yana ben bir yana sürüyoruz atlarımızı
    Bir kuru dal üzerinden bize sırıtıyor bütün tanrılar
    Irak durabilirsin şimdi bir yerli kaya gibi görkeminden
    Ne ki unutma dudağımıza yapışan o eski aşk şarkılarını
    Huzursuz olduğuma bakıp da kıyıda durmana gerek yok
    Buralarda sensiz de kavrulur kabukları sevdaların

    Oysa inadına tutunmak gerek sevdalara sıkıca. Elimizde ne kaldı ki dünlerden? Yarınlar belli mi?...


    Bir yandan sevgiliye seslenirken, içinde bulunulan koşulların ağırlığını da yansıtıyor dizelere.Kim bilir, gece gelinciklerinin olmayışı da o yüzdendir belki.Üzerimize çöken ziftli karanlıklardan... Ne çok türden gözaltı var üzerimizde gerçekten. Ahhh... diyor insan...Bir sihirli değnek olmalı. İnsanları gözaltına alanların gözlerini oymalı. Bunca yoğun gözaltındayken sevdasını bile doya doya yaşayamıyor insan...

    Kutluyorum öğretmenimi bu güzelim şiiri için. Yine çok hoş bir şiir okumanın hazzıyla ayrılıyorum sayfadan. Nicelerine diyorum. Saygım sevgimle...

    Cevap Yaz
  • Hüseyin Çubuk
    Hüseyin Çubuk 28.09.2014 - 22:36

    Yıldızlar düşüyor yüreğimize ki yüreğimiz ölü yıldızlar tarlası
    Bahçelere sinen şen kahkahalardan eser yok
    Kayboluyoruz galiba yitik köylerin dolambaçlı sokaklarında

    Seni bilmem olası değil ama
    Benim yüreğim şimdi gözaltı uykularında…


    Hüzün ve duygu yüklü güzel eserinizi, kaleminizi, dost-şair yüreğinizi tebrik ediyorum sevgili abim..

    Nice güzel şiirlere dileklerimle..
    Saygı ve Selamlarımla..

    Cevap Yaz
  • Fikri Özen
    Fikri Özen 28.09.2014 - 19:43

    Seni bilmem olası değil ama
    Benim yüreğim şimdi gözaltı uykularında…

    yine çok etkileyici bir şiir hocam.
    TEBRİKLER

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 7 tane yorum bulunmakta