Göz Yaşlarım Ağlamış Şiiri - Murat Nail ...

Bu gün günaydın demeden uyandım dünyaya,
Merhaba bile gelmedi aklıma,
Sadece melankolisindeyim hiçliğimin,
Satırbaşlarında soluk almak istiyorum
Virgüllere noktalara bakmadan hayat,
Sil baştan gönül tüm bildiklerini,
Duaların kaplasa da arşı,
Ne yapabildin
Aşk denilen ifrite karşı?

Kaç kez büyük dolaşımında hissettin zehrini
Karşılıksız sevmelerinin kimyasal tepkimesinin?
Kaç gönül masalında kahraman adayı,
Kaç sevgi holdingde figüran,
Kaç dostluk adına açtığın kapıda paspasçı,
Kaç baharda Gül bahçesinde arı,
Ne çare… Ne yazık…
Çıkamadın hayat basamaklarından
Bir adım yukarı…

Hala pişmanlıklarına
Pişman olma coğrafyasında,
Tozpembe düşlerinin,
Tozları arasında
Ruhundaki asırlık kanserli pası
Silmeye uğraşmaktan yorulmadın mı?
Her yokuşun başında
Ömrünün her kilometre taşında,
Ağır-ağır çökmekteyken zamanın
En derin, en kanlı izi omzuna,
Fay hattı kadar derinken yürekte
İhanetlerin en kara izi,
Köpekbalıkları kaplamışken
Kıyısında huzur soluduğun her denizi,
Nerde aramaktasın ey gönül
Fenomen sevgimizi?

Bırak olmaz olsun, lanet olsun
Anmasın her nefeste adını andıkların,
Bırak melekler gücensin varsın
Bütün günahlarına ortak ol bu gece şeytanın,
Saf bir damla kalmamışsa koca evrende
Sevgi adına,
Ne isim koyarsın sevdiğin kadına?
Ne şekle girsen beğenir mi seni sevda,
Boğulur mu gözyaşlarına
Yokluğunun en görkemli alacasında,
Sarar mı kollarına sanıyorsun hayalini sıcacık?
Olur mu be deli ozan
Kahve keyfi üstüne cacık?
Bırak kopsun kıyamet,
Kalmasın taş üstünde taş,
Karınca sürülerine yem olsun filler,
Hayat uzun bir teneffüs gülüm,
Bize çoktan çaldı ziller…

Martılar son senfonisini söylerken sahile,
Terk etti engin suları yakamozlar bile,
Falezlerde yankılanmıyor yanık türküler
Faytonlar örümcek ağlarına kucak açmış,
Heybeli’den taşınmış kızıl gözlü mehtap,
Kalamış bile bu devrana kalamamış,
Ellerim ıslandı hay Allah!
Gözyaşlarım ağlamış…

Murat Nail Güney 30.07.2007 İstanbul / Bostancı