sen sus gözlerin konuşsun, gözler teveccüh aynası
sen sus gözlerin konuşsun, gözler yalan söyler mi
beceriksiz bir insanı ifşa eder ya huzursuz gözleri
fıldır fıldır dönerken de yüzünde kurt politikacının
veya tamahkâr tacirin, yalan sayılır mı bu
sen sus gözlerin konuşsun, gözler şiir olur
beden yazınsallaşırsa
üretir dünyanın en sıcak en duru mısralarını
ki en güzel göz yaşla dolu olandır
berrak gözeler gözler
ruhun sessizlik kaynağından gelen
çürümeyen bir ağacı besleyen su
çok metafor ufalanıp kaybolmuştur derinliklerinde
süzülüp öz olmuş
parıldayan eğri bir kılıç, suskunun kınında
keser zorbanın kördüğümünü, gücü masumluğunda
sen sus gözlerin konuşsun
gözler sese bürünmeyen sözcükler
ve alfabeye ihtiyaç duymaz saf düşünce
sözün bittiği yerde başlar
merhamet bildirisi bir ömür boyu mahkûmunun
adalet çağrısı mazlumun ve mağdurun
ki en büyük yakarı dilsiz olandır
her söylemin içindeki hakikat töz ve özgün öz
anlatı bahçesinin parlak tohumları
düşürür kâğıda varoluşun ağırbaşlı ışığını
dünde bekleyen iki rüya, penceresi orkideli bir anı
küçük şeylerin şebnemi kendini sevgiyle açar
yüze yuvalanmış güneşler, çıkıp gelmiş eski
bir öğleden sonrasının içinden
bir tabak sütte yüzen iki zeytin tanesi
gündüzün ve gecenin gizlerini yansıtır
soğuk bir ülke mukiminin sıcak denizlere inmesi
denizdeki kabuk teknesi, kabuktaki deniz gözler
kirpik telini hilal ay yapan optik mucize
ve bulanık ekranı göğüsteki didişmenin
açıp kapaması kasırga yaratabilir
birlikte ağlayan ve gülen, fakat birbirini görmeyen
ikiyi buluşturan aynadır gökyüzü
gözlerden bakar ruh, bunaldığında
belleğin alaca karanlığında
çıkıp ömrün güz balkonuna
bakar bakar ve sonra döner içeri
Kayıt Tarihi : 22.5.2023 17:11:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!