Gözler, gözler; vardır bazıları bakar:
Bakan katışıksız, görmez;
Ama gören bakabilir de.
Onun bakışı,
Görmediğinde;
Gördüğüne iken,
[ Bazenleri de var ki;
Olmadığınca ‘katışıksız’,
‘Bakan’ görmeyen için:
Hata yapar,
Ama onun birer suç’tur hataları.
Suç olmadığı yerde,
Görerek bakan için,
(Öngörmeyen için-
Sebepsiz.) ]
Yuvaları sallar
Tepeler üstünde, altında gökyüzünün:
Kartal yuvaları, karınca yuvaları …
(Suçları
Birer sadece hatadır
Aslında onun.)
Bebek ağlatır,
Sonra bebek güler.
Kesafet, ermişin keşişi;
Kütle kesif, değil hacim:
Mağraya kapanır
Çıktığında aslında kendinden.
Bir bakış, gören hem
Hem bakan:
Bakabilme cesareti,
Görmekte’ki …
Göz:
(İçe yumurtlayan tavuklarda us-fırlatan;
Tin aynası, ama onun antik başkalaşımı …
Su samurlarını koyan, yalnızca karaya
Ve dağlardan alınan,
İstif edilen sahte kubbelere, rakunlar.)
Büyüyen, küçülen
Ve düşünen …
Göz!
Sarf bakan göz ya da onun ötesinde,
Gören göz..
Veya
Bakamayan göz, görüp de:
(Gerçek-eter-esareti … )
Söz-
Suçludur;
(Kırmızıda kararan, mavi bakıp.)
- Suçunu gizlemeyen ancak bilemeyen,
Anlamayan:
Göz, dört duvar arası da;
Tablo perdenin loşunda;
Gözün içindeki göz -
Ama- tablodaki Mona Liza
Kayıt Tarihi : 23.5.2004 19:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!