Düştüm bir gün denize,
Bir balığın gözüyle gördüm dünyayı:
Oh, her yer su,
Her yer yosun,
Her yerde hareket,
Her yerde bolluk bereket…
Ne güzel su altında dünya!
Kapınca bir martı beni,
Kuş bakışı gördüm dünyayı:
Oh,ne tümsek var burada, ne çukur,
Ne uçkur hesabı yapılıyor, ne kur...
Göz alabildiğine masmavi düzlük;
Her yer mis gibi hava,
Her nefes özgürlük.
Ne belediye var, ne resmi daire,
Ne rüşvet, ne kuyruk...
Adım başı pamuk pamuk mutluluk.
Ne güzel gökyüzünde Dünya!
Bırakınca martı adadaki bir ağacın dallarına,
Taze bir filizin gözüyle gördüm dünyayı:
Oh, her yer yemyeşil,
Her tarafta çeşit çeşit yemiş.
İlgilendirmiyor kimseyi,
Kim ne demiş, kim ne yemiş,
Her yerde huzur!
Yok, burada ne aç, ne hasta.
Yapraklarım rüzgârda korkusuzca savrulur,
Çünkü börtü böcek dostumdur.
Ürkmüyorum incecik belime sarılışından bile bir yılanın,
Tadını çıkarıyorum insanlardan uzakta yaşamanın.
Ne güzel doğanın kucağında Dünya!
Sürtününce bana,
Kopuyorum ince bir çöp olarak dalımdan,
Sarılıp yılana
Sürünerek iniyorum yere.
Buluyorum kendimi yılanla aynı delikte,
Ve onun gözleriyle görüyorum dünyayı:
Hayret, ödüm patlardı yeryüzünde karanlıktan,
Oysa içim dışım dosdolu güven!
Sanki isteyerek fırlıyor iri bir fare,
Mağaranın ortasındaki koca kayanın altından.
Yutuyor fareyi yılan afiyetle!
Kemirirken etli, kırmızı kökü bir köstebek,
Gözlerimin içinde dans ediyor da,
Dokunmuyor karnı tok olan...
Ve yem olurken kertenkeleye bir böcek,
Umursamıyor,
Yine ne yılan, ne köstebek.
Ve sukut içinde hülyalı bir uykuya dalıyor dehlizde karanlık,
Ta bir mahlûk yeniden acıkana dek!
Anlıyorum ki adalette ölçü tek:
Her yiyecek israf edilmeden tüketilecek.
Oh ne güzel yer altında bile dünya!
Bir karınca lüzumsuz görüp,
Ediyor kapı dışarı mağradan beni.
Aydınlanıyor, insan oluyorum yine;
Ve kendi gözlerimle görüyorum Dünyayı:
Oh ne güzel, ne büyük, ne ferah dünya,
Işık ışık büyük kentler kurmuş,
Ne muhteşem şu insanoğlu.
Yakın ediyor uzakları kamyonlar, otomobiller,
Ve sahibi olmuş büyük suların,
Salına salına yüzen gemiler, tekneler...
Gökyüzü de değil artık kartalın, şahinin;
Olmuş ejderha gibi açıp ağzını sonsuz enginlikleri yutan uçakların.
Seviniyorum İnsan olduğum için,
Demek ki ben,
Yerin, göğün ve suların hâkimiyim.
Gurur ve sevinçle bakıyorum dünyaya,
Oh, ne güzel bağlar, bahçeler,
Sebze, meyveyle dolu;
Ambarlar hububat;
Çiftlikler etle dopdolu...
Daha iyi tanımak için kardeşlerimi,
Yaklaşıyorum.
Artıyor aydınlık...
Görüyorum bütün çıplaklığıyla insanları,
Ama keşke görmez olsaydım,
O ne vahşet!
Su yerine kan içiyor,
Et yerine birbirini yiyor insanoğlu...
Ve dehşete kapılıp siniyorum.
Gururlanmıyorum insanlığımdan,
Hatta, tiksiniyorum!
Kayıt Tarihi : 27.7.2009 19:43:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Selam, sevgi ve saygıyla
Seyfaddin Karahocagil
TÜM YORUMLAR (3)