Goya'ya Van Goh' A Birkaç Sual Dali İle ...

GOYA'YA, VAN GOH' A BİRKAÇ SUAL; DALİ İLE HASBIHAL

Ah van gogh ah
Sararmayı çizdiğini sanırsın
Ama belli ki
Senin resimlerindeki köylüler
Aç kalmamış
Ve çalışmamıştır inan bizimkiler kadar

Benim dedem genç ama
daha kambur
seninkinden
daha da yaşlı durur

Bilir misin neden
Yüreğinden öz oğlu vurur
Öz dölünün bıçağı çıkmaz can evinden

Biliyor musun dostum
Patatesi bizim yoksullarda aynı yer
Bir tabağa dokuz nüfus çalakaşık
Etsiz, yağsız
Tatsız tuzsuz
Öyle tek başına.
Gözlerinin içine bakarak
alınlarında ter bakışlarında aynı keder

Yoksulluğunu paylaşarak
Yani günahsız..
Tabakta aynı ışığı görürsünüz
Ama sizinkiler
Yoksulluğun sebebine,
müsebbibinin yedi sülalesine küfreder

Benimkiler
Yarı aç kalkar
Yine de şükreder.

Ah Van Gogh bir görsen
Üzümdür gözleri kapkara
Yüzündeki korku kadar sarı değil
Senin resmindeki boya
Ellerinde öpecek yer mi var
Tırnaklarında kan
Avuçlarında yara
Hani güzel olsun diye hayat
Kızın adını SEVGİ
Oğulun adını UMUT koymuştuk güya

Ama her kızın yüreğinden bin Ferhat,
Her gencin gönlünden nasıl bir Leyla,
Her yiğidin yüreğinde çiçek uçurur bin bir sevda
Her annenin avcundan,
Kaç güvercin havalanır dağlara.
Havalanır da ne olur
Kanar da birilerinin havuçlarına
Daha ilk kanat çırpışında vurulur
Düşer avcıların kanlı avuçlarına

Onun için sevdalarına bin türkü yakılmış
Ağıtların dumanı tüter can evinden
Onun için ben daha deliyim senden

Annesi ninnilerle büyüttü güya
Kim bilir hangi güç
Hangi ihtiras
Hangi ezber
O yiğidi çırıl çıplak soyup
O kazığa geçiren
Hani bilirsin tuvaline çizmiş ya Goya

Elbette bilirdin Goya
Kimdir o tuvale düşen şeytan
Eliyle ayağıyla
Kılıyla kılığıyla
Düpedüz insan
Elbette bilirdin
Kaç dilden kahreder
Konuşur küfreder kaç lisan

Kayaların üstünde gök keçi gibi
Kahpe gülüşüyle
Kaç kere çıktı yoluma bilsen

Kimi havari kılığında
Kimi haham
Kimi keşişiş katı hıristiyan
Kimi derviş
Su katılmamış Müslüman
Kimi güvercin
Sen olda ayrımına var
Gel de çık işin içinden yiğitsen

İlginçtir
Ne İsa’nın sözlerinden korkar
Ne Tevrat kovar, ne Kuran
Ne nuska kar eder, ne de duan
İşte öylesine bir aksi şeytan
Bire Goya sen bari bunları
Tuvalinden kovsan

Vay önündeki cemaate
Nasıl düştüler tuzağa
Vay ki cadılar bayramına
Bire Goya desene
Kim geçirdi onu kazığa
Bir de şunun Türkçesini söylesen

Sen var yaa goya
Güzel kadını
Ağzının tadını da biliyorsun haa

Senin Majan’da
Benim bacım da çıplak goya
Ama bir farkla
Senin ki şehvetinden
Benimki,
bulamadığından sefaletinden

DALİ
DAAALİ DAALİ
Bu nasıl ad
Sanki araba düdüğü
Fili fili
Yahu seni kim besteledi

Bir şey diyeyim mi
Ya ben cahilim
Ya o afili
Ya da
Pirü pak bir veli
Bence kafadan çatlak bu Dali

Armuttan çalgı
Kütükten kitap
Her şey havada uçuyor yani
Hiç anlamadım ben bu sürrealist dili

Eh Dali
buna da şükret
Biz ki
Sanatsız üniversiteli
Bir saat resimli liseli
Bu kadar anlar elbet

Belli ki dolaşmış aklının saçı
Gözün mü bozuktu
Kimini içi dışı
kiminin dışı içi
Yahu bu ne göz bu nasıl açı
Be mübarek amuda mı kalktın çizerken
Hepsinin havada kıçı

Ah dali
Bire zır zır deli
Ya o gözlere ne demeli
Görmesek inanacağım
Bire Allahın
Şapşalı şapeli
Ne o masanın hali
Ne şahın fermanı
Ne şeyhin imanı
Eğip büker zamanı

Uzaktan baktım bir şekil
Yana vardım
Türlü tevil
Evir bak çevir bak
Aman Allahım neresinden yakalamış insanı

Ah Dali
Vah Dali
Ooh Dali
O penceredeki kız
Nasıl denk getirdin bilmem
Hani şu dünyalar güzeli

Her karesi cinsellik kokar
Derviş olsan olsan günaha sokar
Dininden
Abdestinden eder
O arkadan yarı ıslak profili

İstese
Delirmese
Neleri nerede görür namussiz
Hangi kaçık akıl edebilir
Kelebekler kadar özgür bir gemiyi
Ve de bir o kadar renkli
Ya o masmavi denize ne demeli
O yürüyen ayaklar
Nere gider bilmem ki
Kime yetişir
Ruhum sanki

O gözleri çerçeveli kadın
Vaz geçilmez belli ki
Ne kadar da kibirli

Atlar atlar atlar
Kardan ayazdan
Çığdan beyazdan kanatlılar
Kopmuş zincirlerden bağlardan
Kim tutar yüreği özgür olanı
Kim bağlar
Kopup gelirler dağlardan

Hangi mavi daha güzel
Hangi güzellik aşık eder
Kim haz alır denizden
O dalgalarla sevişen adam kadar

Öylesine bir kadına raslamadım be dostum
Ben onca sahilde

Bizim kadınlar
Kadınlar geçim derdinde
Bir lokma ekmek arar çöplerde
Kimi bir arpa tanesi arar atın çişinde
Kimi paralı koca peşinde
Öylesine rahat yok bu devirde

Kitap
Dalgalar
Rüzgar
Yem yeşil dağlar
Yunusça sevgili nerde

Öyle kaygısız düş gören
İpek böceği gibi kozasını ören
Öyle güzelliği tuvale vuran
Yan gelip Sefa süren
Bir kadın yok bu devirde
Paramı onur mu
Seçim derdinde
Takılı kalmış sevdaları
Dikenli tellerde
Ruhları sürünüyor yerlerde

Bu Dali var ya bu Dali
Zıvanadan çıkarır adamı
Dedim ya
Ya resim bilmiyor
Ya çocuk
Ya zır zır deli
Ya da ak sakallı
Bebek kokulu bir veli
Pirü pak sakalıyla
Şeytanın şeytan olmadan ki hali

Na akıl erer ne us
Şu denizli yorgan etmiş bir kız
Nasıl gördün a namussuz..

Ama renkler bir harika
Yiğide de hakkın vermeli hani
Eh,
Zahmet olmazsa
Lütfen yani!

Bu güzeller
Bu renkler
Adamı deli divane eder
Çatlarım hasetimden
Beter ol Dali beter
Daha bakamam
Artık yeter..

Benim yüreğim haset
Benim yüreğim nefret
Benim gönlüm gurbet
Benim gördüğüm hasret çeker.

Ah dostlarım ah
Zakkum eker
Zehiri zıkkım biçerim
Sizde şaha kalkar şehvet
Bizde yokluk
Bizde yasak biz de hasret
Ve bilsen
Kurt yesin bu yürek insanı
Hakkından kat be kat çok sever

Mahmut NAZİK 2009 MERSİN

KUSURA KALMAYIN ABİSİ
BİZİM GÖRDÜĞÜMÜZ
HAYAT DEDİKLERİ BİR İT DALAŞI
BİR DE YILIŞAN SOKAK KEDİSİ

NE VANGOK
NE DALİ

SANATSIZ ÜNİVERSİTE
BİR SAAT RESİMLİ LİSELİ
BİR TÜRLÜ ÇÖZEMEDİM
BU SÜRREALİST DİLİ

BİRİLERİ ANLATMADI BU DERSİ
SÜRÇÜ LİNA ETMİŞSEM EĞER
CEHALETİME VER

BİRİLERİ 'AYyy! ' DEYİP BAYILIR
BEN KAHRIMDAN AYRAN OLURUM

AYRANLIĞIM
HANİ SENİN
İKİ BACAK ARASI
DEREOTU KILLI FIRINDA KUZUNUN
YANINDA DA İYİ GİDER..
TUZUNU DA SEN ATIVER

HAYDİ AÇ
KAÇ YILININ HASADI ŞARABIN DAN
KİMBİLİR HANGİ KADININ ALINTERİ KAN EMEĞİ
HANGİ ÇOCUĞUN KANINDAN

GEL KEYFİM GEL

Mahmut Nazik 2010 Mersin