Ben korkunç krallığın yıkıntısından geldim.
harabat cephelerde salkımsaçak patlayıp kokuşmuş cesetlerin
enkazını getirdim.deccaliyet krallığınınmührünü silmek için
Zülfikar kılıçları çaldım kellelerinize...ey harabat krallık çıldırarak dinleyin! ben korkunun mezarlıkta gövdelenmiş haliyim.. yıkıntılar içinde kurtlarla çürümenin lanetli ustalığıyım bunu bildir! .. mezartaşını yıkan puhulu çığlığımdan kurtlanmış kefenler biçerim gövdelere..her soykırımın ızdıraplı vahşeti,dikenlitellerle Mezarlığıma çevrilir. mikroplu cesetlerin o kalebent laneti, kafatasım üstüne çakılır çivilerle…dikenli çarmıhlara çivilerle çakılıp ızdıraba taşırım ispiyonun şerrini... Putlarına tapınakta küfürle tapanları, o sapıtmış kavimleri korkuturum azapla. Lanetli kavimlere muştulanmış azarın; gövdelenmiş halidir ürkütücü şiirim…Her lanetin çürümüş kadavrası bendedir.bendedir taksiratı kanlı cinayetlerin.vahşetin ateşgahını paramparça ettiğimde; ateşgah kavimleri azapla ürküttüğümde; işte o gün Maddeleşip görünürüm gözlere.. deccaliyet krallığınınmührünü silmek için Zülfikar kılıçları çalarım kellelere...ey harabat krallık çıldırarak dinleyin! ben korkunun mezarlıkta gövdelenmiş haliyim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta