I
İki öküzün birlikte yardığı
Akçıl toprakta tek tek çizgiler
Evliyalara okunan dualarda üst üste
Yıllardır istenen aynı dilekler
Tekdüze bir yaşantı evlerde
Kızlarda gül suyu bir de çiçekler
İşte bu görünümde ufak ayrıntılarla
Giysileri bile aynı köylüler
II
Bir ter kokusu toprak kokusu urbalarda
Bir ağarmış asker resmi duvarda
Toprak testiler, bakır helkiler güğümler
Gelinler kızlar sıra sıra pınar başında
Bir ilkyaz akşamının ılıklığı
Bir gurbet türküsü ağızlarda
III
Köpük köpük sağılışı sütlerin
Sitil sitil yoğurt tutması kerpiç gibi
Bir yayığın başında Maviş Gelin
Ak ayrana kesmiş elleri
Bir temmuz sıcağında öğle üstü
Gecenin korkusuna silmek fenerleri
Bir büyük yarışa koşma eyleminde
İlkyazın umudu sarmış köyleri
IV
Eline ibrikle koşulur yiğidin Tırpan dönüşü
İlk dürtüsü olur uyanışın Horoz ötüşü
Kuşların sonra çıkar yaylıma
Kalabalık sürüsü
Bir bilinmez gizdir verilen köylerde
Anaların kızlarına öğüdü
V
Yol sıra iğde dalı
Koku yükü muştu yükü baharın
Bir badem çiçeğinde göz göz
Kaç kolu filizlenir yaprağın
Aç oğlanın eline verilen kömbe
En büyük hediyesi belki bayramın
Nasırlar / umutlar / yorgunluklar evrenine
Geleceği mutlak gibi güzel günlerin
VI
Ve yılkılığa koşulur kış ardı ilkin
Kuyruğa düşen atlar belki dirilir diye
Madımak, pancar ilkyaz otları pişer ocakta
Yelmik verilir gayrı küçüklerin eline
Gübreler çekilir kağnı kağnı
Yorgun bir ceset ulaşır ancak geceye
Bir yaz yorumu yapılsa tarafsız
Yorgunlukla umut adı verilir köylere
VII
Evler çorak toprakların üstünde uyuklayan
Açlığın / soğukluğun boz bir yıkıntısı
Yazın toprak / kışın buz çok bilinen yollarda
İlk büyük dürtü baharın kımıltısı
Çocuklar uyurken soğuk döşekte
Benizleri bakarsın tütün sarısı
Kevene koşulur bu yerlerde günü birlik
Zahre tükenince kış yarısı
VIII
Tarlaları çok bilir gözleri
Diker sürer evlek evlek
Dağları dolaşır davarları
Çobanlar ad kor yücelek
Azık haftanın beş gününde değişmez
Akşamdan konur işkefeyle çökelek
Kerpiç evlere kıran düştü mü bir kez
Ne varsa alıp gider / bunlar canlı diyerek
IX
Geceleri çok sesli uyunur
Dört dönümlük tarlanın yorgunluğundan
Gelincik çiçekleri donatır da her yanı
Çoğun habersiz yaşar o güzel kokusundan
Daha büyük umuda seğirtir durur
Güneşle birlikte umudu çavan
Güz ağzı bakarsın İbil’in Abbas’a
Umuttur usundan en hızlı uzaklaşan
X
Alışılmışın dışı şeyler görmen olanak dışı değil
Çoğu kez öküzleri adamlar çeker
Tütünler bin umudu yitirir bir gün
Karanlık çok sulu bir gecede götürür seller
En ağrılı sancıları dam evler duyarken
Tezeğin karanlık alevi ak düşe iteler
Köy köy bilinir ya Anadolu acısı
Yine bin umuda yüklenir geceler
Kayıt Tarihi : 3.8.2014 18:36:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!