Sevgili Yokluğun Gölgesi,
Bugün yine o eski sarayın avlusundaydım. Rüzgâr, senin asla basmadığın taşların üzerinde geziniyordu. Bir an, gölgenin cüppemin eteğine değdiğini hissettim - ama sadece bir an. Sonra yine yalnız kaldım; tahtın önünde diz çökmüş, hiç giyilmemiş bir taç için dua ederken.
Kütüphanede bulduğum o kitabın 73. sayfasını hatırlıyor musun? Hatırlayamazsın, çünkü sen hiç açmadın onu. Ben ise her sabah o sayfayı okurum. Üzerinde hiçbir şey yazmıyor artık. Zamanla mürekkep silinmiş. Tıpkı senin bana söylemediğin o sözler gibi.
Bahçıvan dün o gülün dibinde bir şey buldu: Kırık bir aynanın parçası. İçinde benim gözlerimin yansıması vardı - ama senin değil. Belki de ayna, senin görüntünü taşıyamayacak kadar narinmiş. Ya da belki... Sen hiç var olmadın.
Sen nerdesin, ey sevgili, yaz günleri nerde!
Dağlar agarırken konuşmuştuk tepelerde,
Sen nerde o fecrin agaran daglari nerde!
Akşam, güneş artık deniz ufkunda silindi,
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta