Barış kardeş, biz çeyreği gördük de,
Buçukları görmeyene ne dersin?
Kılın, tüyün savaşını verdik de,
Pöçükleri görmeyene ne dersin?
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Sevgili kardeşim,Aziz Nesin yüzde atmışlardan bahsetmişti.
Gerçek sadece bu değilki.Hergün yoksullaşan aş,iş çocuğuna
bir lokma ekmek derdinden başka birşey düşünemeyen insanlar olduk.Hani o meşhur fıkrayı hatırlayalım.Aslan demişya AH ŞU BOYNUMU BİR ÇEVİREBİLSEM Ellerinize kaleminize sağılık..
Anlarsın, gittiği izinden belli,
Ekranda ettiği sözünden belli,
Rapora ne gerek, gözünden belli,
Kaçıkları göremeyene ne dersin?
Güzel bir taşlama olmuş yüreğinize sağlık efendim.
Sevgili kardeşim : Şahin Yılmaz
Şiirinizi dikkatli bir şekilde inceledim, Tabi bu da şiiri bir kaç kez okumamı gerektirdi... Duygular mısralara ustalıkla taşınmış. ve şiirin bütünlüğüne olan hakimiyetinizi kutluyorum. Pek çok yorumumda belirttiğim bir husus vardı. Bu tip duygu ağırlığının kendini hissettirdiği şiirleri bekleyen bir tehlike var diye. O tehlike de şudur: Şiirin bazı mısraları aşırı duygu yüklenimi ile donanırken bazı mısralar duygu yoksunu hatta içi boş sıradan cümlelere dönüşür. Kafiye ve hece sayısını tutturmak uğruna bazan duygu fakiri mısralar şiirde yer alır. bazan da hiç gereği yokken zorunlu olarak şiirin akıcılığını bozan ekler istenmeden ilave edilir...
Şiiri yazanın bilgi birikimi ve tecrübesinin yanında; ayrıca doğuştan da gelen sezgi ve var olanı daha iyi bir şekilde ifade edebilme yeteği gerekir. Şiir hiçbir zaman şairi hükmü altına almamalıdır yoksa kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar ki böyle bir şiirde bu yapısını şairin bütün çabasına rağmen gizleyemez. Şiirin ilk giriş mısraları şiirin tamamını okutacak şekilde davetkar olmalı, son kıtalar, özellikle final mısraları da kendini unutturmayacak bir donanım ve fonetiğe sahip olmalıdır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda:
Şiir üzerindeki hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum... Sonuçta nefis bir şiir ortaya çıkmış. Beğenerek ve saygı duyarak okudum.
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim. Bu güzel şiirinizi ve şiirdeki ustalığınızı Tekirdağ'dan gönderdiğim DokuzuncuTam puan ile selamlıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
''Kör kör parmağım gözüne derdi'' atalarımız olsa şimdi çıt yok n'oldu bu millete
Nazım'ın ''bir koyunun uysallığı içindesin kardeşim'' dediği gibi olsa keşke.Çünki o bir çobana itaat eder ve bu yönüyle vazifesini yapmakla mazurdur.Bir tavuğun korkaklığı içindesin kardeşim desek bize kızarlar , fakat tavuk dahi yumurta yapar.Bu halk böyle sessiz ne yapar ve nereye bakar.Bu kadar haksızlığa tahammül masumluğu aşar çoğu yerde dilsiz şeytanlığa varır.
Türkiyenin bir yıllık bütçesi gitti kimse benim param nerede demedi.oysa adam başı 20.000 Ytl alenen herkesin cebinden çalındı 5 kişilik herhangi bir aileden 100.000 YTL aşırılmış durumda.Milyanlar hala emekli olacağı günü bekler.Halbuki hakkını arasa 5 kere emekli olacak.Nerdeler nerdeyiz ve neden bizim olanı kaptırmaktan bu kadar biganeyiz.
O Resul(s.a.v) Buyurmadı mı ;
''Hakkını aramayan bizden değildir''
''Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır''
Tebriklerimle...Vesselam.....
Son dörtlüğe kadar hak yiyenler dile gelmiş... Son dörtlükte ise hakkı yenmeğe müstehak olanlar... Biz böyle devam edersek daha çoook hakkımız yenir. 'asılsanız öyle yönetilirsiniz....' Basit bir mantık yürütelim. Bir sınıf düşünün ki çok araştıran hep soran zehir gibi çocuklar...Öğretmenleri ya kendini her gün daha da geliştirir yada ben bu sınıfı idare edemeyeceğim der çeker gider... Aynı şey aslında... Biz halk olarak daha bilinçli, daha nedenci, daha sorgulayan olsak, her şeyi şak şaklamasak, gelene ağam gidene paşam demesek ne hakkımız yenir nede yedirilir. Şiirinizi beğeni ve de ibret ile okudum. Dört dörtlük efendim. Allah razı olsun... Selam ve muhabbetle...Ve de haddim olmasa da 10 puan ile...
Sevgili Şahin bey kardeşim,
Şiir okuyunca yüreğimizin merkezini titretiyor.Gören göze,yazan yüreğe selam olsun.sevgilerimle.
siz benden daha cok grublardasiniz ve siirlerinizi bu yüzden görmiyorum ve haliyle gec okuyorum bu güzel siirleri patolojiklerde bazen paylassaniz haberimiz olur usta kalem Şahin Yılmaz bey tebrikler
''Barış kardeş, biz çeyreği gördük de,
Buçukları görmeyene ne dersin?
Kılın, tüyün savaşını verdik de,
Pöçükleri görmeyene ne dersin?
Anlarsın, gittiği izinden belli,
Ekranda ettiği sözünden belli,
Rapora ne gerek, gözünden belli,
Kaçıkları göremeyene ne dersin?
Develeri hamutuyla götüren,
Banka hortumlayan, şirket batıran,
Sonra büyük koltuklara oturan,
Küçükleri görmeyene ne dersin?
Zevki, kendisini yazdırmak olan,
İşi; kedi, köpek gezdirmek olan,
Amacı, toplumu azdırmak olan,
Uçukları görmeyene ne dersin?
Hakkı yendi, bir gün hesap sormadı,
Ne dolaplar döndü kafa yormadı,
Diyelim ki gizlileri görmedi,
Açıkları görmeyene ne dersin? ''
Birbirinden koparamadım ne yapayım öyle güzel anlatmışsınki bugünü kendimden geçtim yüreğine kalemine sağlık.
Zevki, kendisini yazdırmak olan,
İşi; kedi, köpek gezdirmek olan,
Amacı, toplumu azdırmak olan,
Uçukları görmeyene ne dersin?
Şahane bir şiir, çok anlamlı bir dörtlük..! Tebrikler usta kalem..Saygılarımla.
şairim o....açıkları görmezden gelirler yüreğin dert görmesin
Bu şiir ile ilgili 41 tane yorum bulunmakta