Barış kardeş, biz çeyreği gördük de,
Buçukları görmeyene ne dersin?
Kılın, tüyün savaşını verdik de,
Pöçükleri görmeyene ne dersin?
Anlarsın, gittiği izinden belli,
Ekranda ettiği sözünden belli,
Rapora ne gerek, gözünden belli,
Kaçıkları göremeyene ne dersin?
Develeri hamutuyla götüren,
Banka hortumlayan, şirket batıran,
Sonra büyük koltuklara oturan,
Küçükleri görmeyene ne dersin?
Zevki, kendisini yazdırmak olan,
İşi; kedi, köpek gezdirmek olan,
Amacı, toplumu azdırmak olan,
Uçukları görmeyene ne dersin?
Hakkı yendi, bir gün hesap sormadı,
Ne dolaplar döndü kafa yormadı,
Diyelim ki gizlileri görmedi,
Açıkları görmeyene ne dersin?
Dr. Barış DOĞAN kardeşimin 'Gördük Biz' şiirine karşılık.
Kayıt Tarihi : 27.12.2006 09:20:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Gerçek sadece bu değilki.Hergün yoksullaşan aş,iş çocuğuna
bir lokma ekmek derdinden başka birşey düşünemeyen insanlar olduk.Hani o meşhur fıkrayı hatırlayalım.Aslan demişya AH ŞU BOYNUMU BİR ÇEVİREBİLSEM Ellerinize kaleminize sağılık..
Ekranda ettiği sözünden belli,
Rapora ne gerek, gözünden belli,
Kaçıkları göremeyene ne dersin?
Güzel bir taşlama olmuş yüreğinize sağlık efendim.
Sevgili kardeşim : Şahin Yılmaz
Şiirinizi dikkatli bir şekilde inceledim, Tabi bu da şiiri bir kaç kez okumamı gerektirdi... Duygular mısralara ustalıkla taşınmış. ve şiirin bütünlüğüne olan hakimiyetinizi kutluyorum. Pek çok yorumumda belirttiğim bir husus vardı. Bu tip duygu ağırlığının kendini hissettirdiği şiirleri bekleyen bir tehlike var diye. O tehlike de şudur: Şiirin bazı mısraları aşırı duygu yüklenimi ile donanırken bazı mısralar duygu yoksunu hatta içi boş sıradan cümlelere dönüşür. Kafiye ve hece sayısını tutturmak uğruna bazan duygu fakiri mısralar şiirde yer alır. bazan da hiç gereği yokken zorunlu olarak şiirin akıcılığını bozan ekler istenmeden ilave edilir...
Şiiri yazanın bilgi birikimi ve tecrübesinin yanında; ayrıca doğuştan da gelen sezgi ve var olanı daha iyi bir şekilde ifade edebilme yeteği gerekir. Şiir hiçbir zaman şairi hükmü altına almamalıdır yoksa kendi kendini yazdıran bir şiir ortaya çıkar ki böyle bir şiirde bu yapısını şairin bütün çabasına rağmen gizleyemez. Şiirin ilk giriş mısraları şiirin tamamını okutacak şekilde davetkar olmalı, son kıtalar, özellikle final mısraları da kendini unutturmayacak bir donanım ve fonetiğe sahip olmalıdır.
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda:
Şiir üzerindeki hakimiyetinizi ve şiire yön verişteki ustalığınızı kutluyorum... Sonuçta nefis bir şiir ortaya çıkmış. Beğenerek ve saygı duyarak okudum.
Tebrik eder başarınızın devamını dilerim. Bu güzel şiirinizi ve şiirdeki ustalığınızı Tekirdağ'dan gönderdiğim DokuzuncuTam puan ile selamlıyorum.
Sevgi ve saygılarımla.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
Nazım'ın ''bir koyunun uysallığı içindesin kardeşim'' dediği gibi olsa keşke.Çünki o bir çobana itaat eder ve bu yönüyle vazifesini yapmakla mazurdur.Bir tavuğun korkaklığı içindesin kardeşim desek bize kızarlar , fakat tavuk dahi yumurta yapar.Bu halk böyle sessiz ne yapar ve nereye bakar.Bu kadar haksızlığa tahammül masumluğu aşar çoğu yerde dilsiz şeytanlığa varır.
Türkiyenin bir yıllık bütçesi gitti kimse benim param nerede demedi.oysa adam başı 20.000 Ytl alenen herkesin cebinden çalındı 5 kişilik herhangi bir aileden 100.000 YTL aşırılmış durumda.Milyanlar hala emekli olacağı günü bekler.Halbuki hakkını arasa 5 kere emekli olacak.Nerdeler nerdeyiz ve neden bizim olanı kaptırmaktan bu kadar biganeyiz.
O Resul(s.a.v) Buyurmadı mı ;
''Hakkını aramayan bizden değildir''
''Haksızlığa karşı susan dilsiz şeytandır''
Tebriklerimle...Vesselam.....
TÜM YORUMLAR (41)