görmeseydim cafcaflı çarşı-pazarları,
beton yığınlarını, şeritli asfaltları,
renkli ışıklı, alış-veriş merkezlerini,
görmeseydim, insanın insana kinini,
doğduğum topraklarda yaşayıp, ölseydim.
vursaydım yüreğimi sarp dağlara,
atlayıp albenizli yağız atıma,
ömrümü dar patika yollara sürebilseydim.
güneşin kızıllığını karşıma alıp,
şafakta çiğ tutmuşken meşe yapraklarını,
altın başaklı tarlalara yüz sürebilseydim,
orak tutmaktan ellerim nasılaşsaydı,
öğle vakti kızgın güneş bastırdığında,
MUNZUR suyunun, keskin suyunda yüzebilseydim,
kırmızı benekli alabalıklara arkadaş olup,
sonra halıdan yumuşak toprağa uzanıp,
bir de söğüt gölgesinde çayımı demleseydim,
üç taş üzerinde kuru dallarla.
karanlık basmadan güneşle vedalaşıp,
evimin, kerpiç duvarlı evimin yolunu tutsaydım,
köy çeşmesinden, o ölülere can veren sudan,
kana kana içseydim,
tatlı yorgunlukla deliksiz bir uyku çekseydim,
görmeseydim lüks otobüs, taksileri,
duymasaydım uzun sirenli trenleri,
bir tutam nefesi sise-dumana boğan,
zehir atıklı fabrika bacalarını,
görmeseydim.
ben derim ki;
binbir bitkinin harman tozunu,
ilk yağmur damlasındaki toprak kokusu,
ağustos böceğinin hüzünlü cızırtısını,
*pepug kuşunun dertli feryadını,
horoz ötüşü, yusuf kuşunun ağıdını,
kırçiçeklerini, laleyi, nergizi,
görebilseydim karlı dağın ardını,
uçan kuşun yuvasını,
derelerdeki su şırıltısını,
yağmurun yapraklardaki parıltısını,
lapa lapa yağan karı,
ve yiğit insanların türküsünü...
görmeseydim ayrılığın derdini,
bilmeseydim insan onurununun,
beş paraya satıldığını,
ne yalanı, ne de dolanı,
görmeseydim.
ben derim ki;
bir köy düğününde mendil sallasaydım,
sevdanın -sevda- olageldiğinden beri,
katıksız ve pervasız sevebilseydim,
özgün -özgür- ve masumca olsaydı sevgim,
yani herşey o toprağın yüzü-suyu hürmeti,
yani öylesine ince, öylesine duygu yüklü,
öyle mutluluktan geberebilseydim..
İzmit / 19.08.1998 Saat: 04,00
Cafer TaşkınKayıt Tarihi : 21.6.2008 14:01:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Değerli dostlar, gurbet ellerde yaşayan bir insanın dilinden, kendi memleketini özleyen bir şiirdir bu yazdığım. Siz değerli şair ruhlu dostlara bırakıyorum yorumları...Teşekkür ederim. *PEPUG KUŞU: Dersim (Tunceli) ' de yılda bir, iki kez çok dertli öten bir kuştur.. Bu kuşun da bir hikayesi vardır: Günlerden bir gün iki kardeş her bahar ayında, tarlalarda çıkan 'kenger' denilen otu toplamaya giderler.. Erkek kardeşin sırtına vurduğu çuvala doldururlar kengerleri ve kız kardeş önde, erkek arkada yürüler uzunca bir zaman... Evlerine yaklaştıkları bir yerde su başında dinlenmek isterler ve kız kardeş bir de bakar ki çuvalda birşey kalmamış.. Meğer çuvalın dibi delikmiş ve kengerler birer birer dökülmüşler... Ancak kız kardeş, erkek kardeşine 'sen bütün bu çuvaldakileri yedin' diye suçlamış kardeşini ve çok kızmış... Kardeşi de yeminler içmiş yemediğine dair, ama inandıramamış kız kardeşini ve en sonunda 'inanmıyorsan karnımı yar bıçakla ve bak midemde bişey var mı? ' diye söylemiş... Kız kardeşi de büyük bir öfkeyle kardeşinin karnını yarmış ve bakmış ki midesi bomboş... Tabi kardeşi ölünce çok büyük üzüntü yaşıyor ve Allah'a yalvarıyor: 'Yarabbi beni bir kuşa çevir ve ben kardeşimin ağıdını, dağ-taş demeden gezip haykırayım' der.. Cenab-ı Allah da o anda duasını kabul eder, onu kuşa çevirir ve o gün bugündür sadece bizim memlekette bu kuş ötüyor.. Şöyle de bir tekerlemesi var:'Pepug ki kuşt, mın kuşt, ki şuşt mın şuşt'..Türkçesi: 'Pepug kim öldürdü, ben öldürdüm, kim yıkadı ben yıkadım' diye anlaşılır bir dille de bu kuş ötüyor.. Tabi tekerlemeler kürtçe söyleniyor.. Ayrıca bu kuş hangi ağaca konup da öter ve ağladığında dallara dökülen gözyaşı varsa o ağaç kurur bir daha yeşermez.. Saygılarımla..
![Cafer Taşkın](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/21/gormeseydim-3.jpg)
beton yığınlarını, şeritli asfaltları,
renkli ışıklı, alış-veriş merkezlerini,
görmeseydim, insanın insana kinini,
doğduğum topraklarda yaşayıp, ölseydim.
Birçok dost, arkadaş, sayısız sevenlerde olsa etrafta, pişmanlık girdi mi yüreğe acısı kolay kolay geçmez.
Yaşadığımız en ufak bir sorunda 'keşke o zaman şunu şöyle yapsaydım' der kalırız. Ne geriye dönebilir, ne geçmişten âna gelebiliriz. Ve insan sonunda anlar: ağlamakta tek başına, gülmekte.
Çok anlamlı ve bütünlüğü olan bir şiiri paylaşıma sunduğun için teşekkürler üstadım. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Saygılarımla
Çok teşekkür ederim üstadım. Zaman ayırıp kıymetli duygularınızı belirttiğiniz için sağolun..
başarılar sizinle olsun
saygılar
deniz
Güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim. Sevgi ve sağlıkla kalın..
TÜM YORUMLAR (5)