Tüm özgür ruhlara
Görmek istediğin gibi
Bak dünyaya
Görmek istediğin gibi.
Gök yüzünü maviye
Ağaçları yeşile boya.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
TEBRİKLER...SAYGILARIMLA...
Yüreğindeki enerji pozitifse zaten görmek istediğin gibi yorumlarsın evreni. En sıkıntılı,kötü anlar da bile
içinde azıcık umut varsa; 'yine de' diye bir ışık bulur insan yüreği.. Yaşamın bence rengi burada.
Güzel bir şiirdi kutlarım.
ben ruh'a, içimizin misafiri derim, öyle hissettiğimi sevgiyi her dile alışımda kanıksadım ve dahi kutsuyorum... ne kadar güzel benzerlikler... bu güzellikler, renklerin farklılıkları denilse de, benzerlikleri etkileri olarak kanıt diye algılıyorum yine...ve burada ne güzel bir duygu, ne güzel duyarlık keşfettim, ne çok da sevindim; ruhu biraz gezintiye çıkarmak lazım gelir....çok çok beğendim bu ifadeyi... içimi sımsıcak okşadı...
görmek istediğin gibi bak dünyaya
ne güzel...hoşgörü nasıl ve nerede kendini huzurlu bulur denilseydi, sanırım bu ifade gelirdi aklıma, yine tercihim kalıyor olduğunu kanıksadım bir daha...
ama en mutlandığım :
''Modern insanı bile sarmalayan bu görünmez tül, düşüncelerimizi ve yaşantımızı öyle kaplıyor ki silkinip kurtulmamızı olanaksız hale getiriyor.
İşte o zaman ruhu biraz gezintiye çıkarmak lazım gelir.'''
bu açıklama...bağışlayın beni, şiiri unuttum sanmayın... öyle hoş bir konumda işlemişsiniz ki bu sevimli şiiri, insan nerelere uzanmıyor ki...
sahi, demiştiniz, ruhu biraz gezintiye çıkarmak lazım gelir... muhteşem bu şiirinizi paylaşımınıza teşekkürler... çok sevdim bu şiiri...o güzel yüreğinizi seviyorum...
sevgilerimle
merhaba.evet insanın kendine bu ortamda,bu zamanda hapisane duvarları örmesi çok kolay oluyor gerçekten sevgili selda.her ne kadar istemesekte bazen oluyor işte.ve kendime ozaman,o an telkin ediyorum.güzel insanlar var,güzel şeyler var,gökyüzü,deniz,kuşlar,sevdiklerim,beni sevenler,aynen dediğin gibi bu güzel şeylerin kıyılarına götürüyorum kendimi.kaptırmamak lazım.sevgiler.
Duru,yalın; bir o kadar da etkili anlatım... Sebepsiz bir sevinç doğuruyor şiir, bunca ah vah arasından...Sınırlandırılmamış bir çocuk yüreğiyle bakıyor dünyaya...
tepeler koş özgürce ve yaprağı çimen yeşiline boya hep
tebrikler
''Tüm özgür ruhlara
Görmek istediğin gibi
Bak dünyaya
Görmek istediğin gibi.
Gök yüzünü maviye
Ağaçları yeşile boya.
İster gölgesini indir gecenin
İster sabahın ilk ışıklarını yansıt içine
Uçurtma uçur gök yüzünde
Tepelerde koş özgürce.
Bedenin tutsak olsa da
Ruhun özgür
Uçur ruhunu istediğin yere. ''
Ne güzel anlatım koparamadım birbirinden. anlatım çok harika.
K U T L U Y O R U M
Ahmet Ayaz
Harika. Tebrikler.
'Görmek İstediğin Gibi Bak Dünyaya'
Ben bir daha dünyaya gelebileceğimden emin olsam az dikat ederek önüme bakardım.
Ne yazık ki pek emin değilim.
Özgür,doğal ve olduğum gibi dünyaya bakıyor ,konuşuyor ve rahat bir şekilde yürüyüp,
ağzımda cikletim,elimde efe tesbihim(mafya tesbihidiyorum) işim gereği şaç uzatma mahzuruyum,emekli olduğumda saç-sakalıbir birinine karıştırarak (kırlaşmış,şac-sakal üzgünüm) abdalca yaşamaya yeminlğim.
Çünkü ben özgür yaşamak istiyorum,
Delicesine bir yaşam asıl tercihimdir.
.............
Tam yaram kabuk tutarken ,bu nadide şiirle dokundurdunuz-deştiniz.
Sevgiler...
Tebrikleri .
....
Bu şiir ile ilgili 26 tane yorum bulunmakta