Kendimi bir ağaca benzetiyorum
Güneş bakarken bulutların ardından herkes gölgemde lakin yeryüzü bürününce beyaza yanımda kimse yok
Yol karanlık aşka ışık olmazsa
Işık sensindir yol ben ikimizden biri olmazsa
Ne aşk varır mutluluğa ne sen, ne ben
Geceler şahit yanlızlığıma, suskun duvarlar
Göz yaşlarım artık küs bana akmazlar
Aşk elinden bir yudum su içtim
Sahra da Leyla'ya Mecnun idim
Kalemimden aktı mısralar
Ben sana bir can idim
Uykusuzluk bastı geceyi ben sabah idim
Daha açmamış bir çiçek
Daha gün yüzü bile görememiş
Yağmuru beklerdim pencerede
Sanki güneşe nefret duyar gibi
Caddelerde sesim yankılanırdı
İnsan neden bilmediğini bilir derdim hep
Sorum sadece kendime ve dört duvaraydı
Gençlik adı ile yanmıştım daha gençken
Lakin korlaşmamış bir ateşti fikirlerim
Yakardı değdiğini işte bu yüzden
Bir rüzgar eser uzaklardan yakınlara
Kokunu taşır hasretliye kavuştururcasına
Yıldızlar akar gecelere göz yaşlarınla
Sevginin dili budur biraz gülünç biraz hüzün
Günler geçer ki aylar seneler olsun
Ya ben varım, ya sen
Ya gülüşün akar ya da kan çıkar benden
Vücudum da menekşeler açar
Bazı yerlerinde sarı gül
Ölmeye yakın bir toprak kokuyorum
Bin asır geçmiş üstünden şu yıllanmış baharın
Ruhum daralıyor geniş odalar da şafak sökmez sabahın
Meltemli bir uçurumun kenarında andım adını ansızın
Sevda dediğin ölümden bile derinmiş
Klasiktir kalana mı zor gidene mi
Bilmezler sevene zordur sevda
Kalanda gider bir gün gidende kalır
Zaten aşklar hep yarım kalır
Kaybetmekten korkana zordur asıl
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!