Gorik Baba… Şiiri - Ali Ercan Kılıç

Ali Ercan Kılıç
73

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Gorik Baba…

Adın nedir söyle, bana bakayım?
Rikmet Baba derrer berim adıma
Yaşı on bir haydin olsun on iki olsun
Koca İstanbul’da böyle bir şey yok…

Ercar Abi sorma bak nerer ordu
Bir kafa attı ki Kafacı Yaşar
Şaftırı kaydırdı herifir irar
Sırt üstü uçurdu keperenklere…

Yine heyecanla anlatır durur
Abi rep darsı yapıyorum bak
Şapada şupada parmaklar çıkmış
Farkında değil ki, rep’ten banane…

Ferer maçırda, tiribürdeymiş
Bağırmış son nefes tüm Fererliler
Fererbahçe yaşa, ser en büyüksür
Sesi de kısılmış, Gorik Baba’nın…

Geldi bir gün yine; marita burdum
Bağırdı aniden; nerdesin Direkkk!
Çıkınca balkona bir çocuk o an
Lareli’ye gidek, firim seyredek

Bir gün yine geldi koşup yanıma
Ercar Abi Emirörüne gidek
Otobürs şurada hadi birerim
Yarım erkmek barık ve zovan yiyek

Misafirken bir gün bir esnaf yeri
Ufukta görünmüş Gorik Babamız
Saklan demiş birden, bizim Ethem’e
Poşet dükkânında Mehmet Ağamız…

Gorik hergün karnın, neyin doyurur
Ethem’lerden çıkmaz, beleş lokanta
Neyse girdi Gorik şimdi içeri
Görmüyor Ethem’i, ofiste gizli…

Masum masum durmuş Mehmet Ağamız
Dedi; Baba söyre derdir ne serir?
Sorma Dalton büyük bir kelek yedim
Kim yaptı ormaz ki böyre kerek iş…

Şu Ethem vardı ya, paramı yedi
Duyunca hüznünü Mehmet Ağanın
Başladı dev gibi kelam etmeye
Derikarlı değir dedim ya sara!

Ethem çıkmış o an küçük ofisten
Görünce süt dökmüş kedi gibiymiş
Aaaa demiş derinden apışmış kalmış
Yarvşak Mehmet Ağa demiş ve çıkmış…

Yağmurda ıslanmış hapşırıyordu
Avvaryum barığı gibi ormuşum
Yusuf kağıdımda ıslardı Abi
Kahveye gitti ki üstü kurusun...

Spor salonuna geldi benimlen
Mehmet Ağa vermiş eski bir pantol
Biraz büyük gelmiş büzüşmüş mü ne?
Girdik içeriye halter yapmaya…

İlk mektepte geçmiş tam yedi sene
Bırakmış okulu, okuyamamış
Salonda halteri görünce o an
Ercar Abi ber de kardırayım mı?

Azıcık harf ile, rakam da bilir
Halteri görünce; “beşi” tanıdı
Berşyüz kiro dimi bu Ercar Abi?
Der demez sarıldı on kilo bar’a

Kaldırdı kiloyu beş yüz sanarak
O anda tebessüm oluştu bende
İdmanı bitirdim giderken duşa
Haydi Hikmet sende bir yıkan şimdi…

Annesi ölmüştü geçen kıs karda
Heryerde yatardı, çok da acırım
Evlenmiş Babası köyden bir kızla
Biyolojik Baba, sormayın gitsin! ..

Soktum duş yerine Hikmet Baba’yı
Adaşım Ercan’la yıkadım O’nu
Zavallı demez mi içten yürekten
Ercar Abi zavol çok kıyark geçti…

Ali Ercan Kılıç
Kayıt Tarihi : 14.11.2007 09:50:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


• Gorik Baba veya Rikmet Baba; B.Evler’de yaşayan 4 erkek, 1 kız 5 kardeştirler. Konuşmalarında bazı kelimeleri değişik bir lisanla kullanırdı. 4 Erkek kardeşe Daltonlar da denilirdi. Son derece sempatik biriydi. • Nerer: Neler • Ordu: Oldu • Şaftırı; Şaftını • İrar; İnan • Keperenkler; Kepenklere • Marita; Manita, kız arkadaşın argo söylemi • Burdum; Buldum • Direk; Dilek • Lareli; Laleli • Firim; Film • Emirörü; Eminönü • Otobürs; Otobüs • Avvaryum; Akvaryum • Yusuf Kağıdı; Nufus cüzdanı • Islardı; Islandı • Birerim; Binelim • Erkmek; Ekmek • Barık; Balık • Zovan; Soğan • Derdir; Derdin • Serir; Senin • Ormaz; Olmaz • Böyre; Böyle • Derikarlı; Delikanlı • Sara; Sana • Ber; Ben • Kardırayım; Kaldırayım • Berşyüz kiro; Beş yüz kilo • Bar; Ağırlıkların takıldığı çelik çubuk • Zavol; Sağol • Kıyark; Kıyak

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Ercan Kılıç