Görentepe. Şiiri - İshak Özlü

İshak Özlü
441

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Görentepe.

Görentepe köyündeyiz.
Köy çanak şeklinde kurulmuş.Köye hakim bir tepede Şıh’a ait boş bir eve yerleştik.Ev diyorsam ev ev değil mübarek Kale.Taştan yapılmış.90 cm.kalınlığında duvarları var.Çatısı dışarıdan düz içeriden kubbe gibi.Etrafı taş duvarlarla çevrili.
Şıh Suriyede yaşıyormuş.Köylüler şıha ait üzüm bağlarını ekip biçiyor ürünü kaldırınca satıp parasını şıha gönderiyorlar.
Timlerimiz çadırlara yerleşti.Bizlerde taş binaya.
Bizden önce burada görev yapan birlikten gerekli bilgileri aldık.Birde Çamur isminde bir köpek.Çamur bize P.K.K. ile mücadelede yardımcı olacak.
Bugün 14 Nisan 1991.Trakyadan ayrılışımızın 4 ncü günü.Üs bölgesinin emniyeti ile görevliyim.
Kaldığımız binada su yok.Suyu köyün içindeki bir su kuyusundan alabileceğimizi öğrendik.
Su tankerini araca bağlayıp köyün içine girdik.Agzı geniş bir su kuyusu.Yağmur yağdıgı zamanlar kuyunun suyu yükseliyor.Köylüler ve biz bu kuyuyu ortak kullanacağız.
Sabahın alacakaranlığında kuyuya gittik.Köylüler kuyu başına dolmadan alıp dönelim diye.
Erlerimiz kova sarkıtıyor,kol gücü ile çekerek tankeri dolduruyorlar.Suyumuzu bu şekilde temin ediyoruz ve bu su içme,yemek ve temizlikte kullanılacak.
Erler suyu doldururken Bölük Başçavuşu Cemali yanıma alıp köy içerisine yürüyerek girdim.
Yolda köy imamının oglu Zahit’le tanışıp biraz sohbet ettim.
Ögle sonu yanıma biraz fındık ezmesi ve meyve suyu alıp tekrar köyün içerisine indim.Çocuklarla sohbet ediyorum ve en iyi kim asker selamı verirse ona tatlı ve meyve suyu veriyorum.
Böylece çocuklarla iletişim kurmuş oldum.Daha sonra köyün ihtiyarları ile tanışıp sohbet ettik ve üs bölgesine dönüp köpeğim çamurla biraz eğitim yaptık.

Gece saat 22.30 üs bölgesine gelmek isteyen birileri var.tedbir alıp gelenleri karşıladık.Gelen bir kadındı.hastası varmış tedavi edilmesini istiyor.Gündüz dolaşırken sohbet sırasında söylemiştim.hastanız olursa bize müracaat edin diye.
Hasta genç bir kadın.kocası askerdeymiş.bir çocukları var ve kadın karın ağrısından şikayetçi.
Oldukça ağır oldugu davranışlarından inlemelerinden belli oluyordu.
İçeriden sedye istedim,geldi.Hasta bunun üzerine yattı.yerde kar var ve hava çok çok soğuk.Buna ragmen hastanın ayagında çorap bile yok.içim sızladı.hemen bir battaniye istedim ve gelen battaniyeyi kadının üzerine örttürdüm.
Kimseyi tanımadıgımız için ve emniyet açısından hastayı içeri alamıyordum.ya canlı bomba ise.taburu arayıp doktoru telsiz başına istedim.
Yanımda sıhhiye kursu görmüş bir çavuş var.
Kadın bize biz doktora doktor bize konuşarak verilecek ilaçları öğrendik ve kadının ilaçlarını verip evine gönderdik.
Gece saat 03.30 sivil 2 kişinin doğu istikametimizde oldugu mesajı aldım.gece görüş cihazlarımız var.Geceyi gündüzden biraz pusluda olsa daha net gösteriyor.Nöbetçiden dürbünü alıp baktım.Sakin sakin yürüyerek giden 2 kişi.Köylü olabileceklerini düşündüm.
İçerisinde bulundugumuz günler Ramazan ay’ı ve tam sahur vaktiydi.Kontrollü bir şekilde geçip gitmelerine izin verdim.Zaten 5-10 dk.sonra camiinin hoparlöründen kürtçe bir şeyler söylendi.Timde kürtçe bilen askeri çagırıp sordum.Dini sözler söyleniyor dedi.
Sabah 07.30 hayat normal.Görevi devredip uyku durumuna geçtik.
15 Nisan saat 13:00 de uyandım ve kalktım.Tim’e silah bakımı yaptırdım.Sonra günlük banyomuzu yaptık.Eğitim esnasında elinde Fünye patlayan bir onbaşım istirahatliydi.Üstüne üstlük birde kabakulak olmuştu.onun iğnesini yaptırdım.
Timin eksik silah ve mermilerini tamamlattım.ve tim yeniden istirahate çekildi.Suyu yağ tenekesinde ısıtıp taş duvardan kulübe gibi bir yerin içerisinde banyo yapıyoruz.Oldukça ilkel ama banyo banyodur.
Kulübeden çıkar çıkmaz saçlarımız buz tutuyor.Bugünü dinlenme ile geçirip ertesi sabah 06:30 da kalktık.
Kumanyalarımızı aldık.traş ve bot boyası kontrolü yaptım.
Tim’e’’Bizi teröristten ayıran bir şeyler olmalı biz,Türk Silahlı Kuvvetlerini temsil ediyoruz devalı traşlı,botlar boyalı ve elbiseler temiz olacak’’ diye emir verdim.
Köpeğimide alıp Nusaybin’e dogru yürümeye başladık.
Göreve 2 tim gidiyoruz.Yüksektepe’de mola verdik.Yeniden hareketle Erdogdu mezrasına yöneldik.Gideceğimiz yeri bilmiyoruz.Önce haritadan bir inceleme yapıp daha sonra harita ve arazi kıyaslaması yaparak yola devam ediyoruz.
Derin bir vadiye geldik.Sanki tarih öncesi devirlere geri dönmüştük.vadinin her iki yanında mağaralar var ve mağaralara insan ve hayvanlar girip çıkıyor.Orta yerde 2 hane ev var.
Bizi gülerek karşıladılar.bayramımızı kutladılar.Öyle ya bugün Şeker Bayramı.Normalinde insanlar sevdikleri ile biz de bilmediğimiz bir mezraya konuk oluyoruz.
Sofra kurdular.Pilav üzeri et,kayısı komposto ve ayran.peşinden çay-kahve ve bayram şekeri ikramında bulundular.
Duvarda yaşlı ve sakallı resimler vardı.Merak edip kim olduklarını sordum.
Sülalelerinin Peyğamberimize dayandığını söyleyip onun devamı bilinen ve resmi çekilen Şıhlar oldugu söylendi.
Koyun-keçi besliyorlar.Görünüşe bakılırsa pek sıkıntıları yok gibi.
Bu mezranın yolları yapılırken P.K.K.teröristleri baskın yapıp kepçe ve dozerleri ateşe vermişler.Yolları bu yüzden tam yapılamamış..
Dönüşte en güzel duygularla ayrıldık.
Yolda kurumuş kan izlerine rastladık rapor edip üs bölgesine geri döndük.
Geceyi istirahatle geçirdik.
Sabah olunca 2 tim hazırlandık,Bölük Komutanı yanımızda olmak üzere Yola çıktık.
Şikaraşe ve kelhaşimo tepelerinde mola verdik.2 tane silahlı şahıs gördük.Kurşun atmadan şahısları yakaladık.Adamlar köy korucusu olduklarını söylediler.Üzerlerinde av tüfeği vardı.Gideceğimiz köyde Jandarma karakolu var.telsizle şahısları sorduk.Korucu olduklarını ögrendik ama izin almadan köyden ayrılmışlar.Korucuları serbest bırakıp devam ettik.
Saat 10.30 da Kutlubey köyüne vardık.Köy Nusaybine bağlı köyler içerisinde en büyük köylerden bir tanesi.300 hane li bir köy.Devletine bağlı,Geçici köy koruyucusu olan,Jandarma karakolu olan bir köy.
Jandarma komutanı ve Korucubaşı bizi karşıladı.
Bayramlaştık,köy koruyucuları ile tanıştık.Tanışmamızda çok büyük fayda var.Bölgede çok sık gezecegiz ve kim korucu,kim terörist bilmemiz lazım.
Korucubaşı oldukça atak bir insan.Dönüş için yola çıktık Mehteran bölügü gibi 2 ileri bir geri ilerliyoruz.Nedeni ise diger tim komutanı arkadaşım aşırı emniyetli hareket ediyor.
Tam yürüyoruz,görüntü aldım diyor,mevzilere giriyoruz.Eşek üzerinde bir kadın.çevrede kimi görse sorguluyor,konuşuyor.
Böylece akşamın geç vaktinde üs bölgesine dönebildik.
Biz yokken helikopter gelmiş.Bir hafta önce su yüzünden şakalaşırken arkadaşını vuran ve ölümüne sebep olan askeri savcılığın istegi üzerine alıp gitmiş.
Helikopter pilotunun arkadaşlarımıza verdigi bilgiye göre dün akşam başka bir üs bölgesinde aynı anda göreve çıkan timler yolda ayrılıp bir kaç saat sonra yeniden karşılaşınca gecenin karanlığında birbirlerini terörist zannederek ateş açıyorlar.
Üst komutanlığın olayı farketmesi üzerine ateş kestiriliyor ama olan bir kaç şehide oluyor.
Yinede ucuz atlatılmış bir durum.
Köyleri inceliyorum.
Hemen hemen hepsinde bakkal dükkanı var.Kutlubey köyünde 2 tane,dükkanlarda televizyon,fotograf makinası,ve çikita muz satılıyor.ilginç geldi.
Her evin kuyusu var.taşlar 3-4 metre oyuluyor kuyu şeklinde daha sonra yağmur suları bu kuyulara yönlendiriliyor,kuyu dolunca çamur dibe su üstte ve hane yeni yagışlara kadar bu suyu kullanıyor her türlü ihtiyacı için.
Buralarda Hepatit taraması olsa sanırım Hepatitsiz insan çıkmaz.
Buralarda su altın kadar kıymetli.bir kelime öğrendim.o da Hevalimin.bu arkadaşım demek.
Bu kelimeyi teröristlerde kullanıyor..bende time ögrettim.Eee öğrenmenin yaşı yok.kürtçede lazım oluyor.
Sabri amca ile tanıştım.60 yaşlarında dinç bir insan.Saç sakal bembeyaz ama yanakları kıpkırmızı.
Sabri amcayı köyden kovmuşlar.Köye girmesi yasakmış.Bizim üs bölgesinin 150 metre kadar yakınında iki kayanın arasında yaşıyor.yaşadığı yeri görmeye gittim.yaşlı bir kadın var ve iki kayanın arasında uzanmış ölü gibi yatıyor.
-Sabri amca kim bu kadın?
Sabri amca gülüyor ve kadını bir top elbise kumaşı vererek satın aldıgını söylüyor.
Kadın Sara hastasıymış.bunu öğrendiğim iyi oldu.Yoksa bizim erlerden biri bir gece yanlışlıkla kadını vurabilirdi.yinede kadın ve sabri amca adına korkuyorum.Kadın her an vurulabilir.
Kadının ayağı dikkatimi çekti.Sarılıydı.
Ne olduğunu sordum.
Kadın uyurken ayagını yanan ateşin koruna sokmuş ve diz kapağına kadar yanmış.
Sabri amcada bir bezle sarmış.Doktora falan götürmemiş.
Kadının agzı var dili yok.
Sabri amca mükemmel Türkçe konuşuyor.Askerde öğrenmiş.halen o zamaki silahların künyesini ve Sancak nedir? ezbere biliyor.Hayretler içerisinde kaldım.
1 koç ve 6 adet koyunu var.Bunları sağıp sütünü içiyorlar,ölen olursa kesip yiyorlarmış.Hayatları bundan ibaret.
Hayvanları için bizim yemek artıklarını istedi,sürekli alabilirsin dedim ayrıca her gün kap getir sana ve karınada yemek verelim dedim ve sabri amcaları karavanaya dahil ettik.
Bölge engebeli araziye sahip.tarlalar çok taşlı ve küçük boyutta.
Halen kara saban kullanılıyorçkatır veya atla tarlalarını sürüyorlar.
Bölgede mercimek ve en çokta üzüm yetiştiriliyor.tarlalarda yağmur kuyuları mevcut.
Kaldığımız köyün öğretmeni izinden döndü.Bizimle aynı binada kalıyor.bizimle yiyip-içiyor ve aynı zamanda askerliğinide yapmış oluyor.Köy çocuklarının türkçeyi neden tam olarak ögrenemediğini sordum.Ögretmenler Türkçe ögretmek yerine kürtçeyi ögrenip gidiyorlarmış.
Köy imamı ise; yerli bir insan.hem bakkal hem imam.
Kıyafeti oldukça pis.Sanki yıllardır elbisesine su degmemiş.Köyün gençleri ile dama ve satranç oynuyor.Cin gibi kurnaz bir yapıda.
Köyde nar ve incir ağaçlarına rastladım.
Kutlubey köyünden Jandarma Bölük Komutanı ve korucular ziyaretimize geldiler.
Komutan Öğretmene dönüp,neden 23 nisanda tören yapmadın ifadeni ver deyince öğretmen bembeyaz oldu.başladı kendini savunmaya.Epey ter döktü nerdeyse ağlayacak.
Jandarma Komutanı peki 3 şişe viski alda kapatalım dedi.Öğretmen havalara uçacak sevinçten.3 değil 5 şişe alayım yeterki ifademi almayın diyor.
Bizler gülünce işin şaka oldugunu anladı ve oda rahat bir nefes aldı.
Günlerimiz böylece akıp gidiyor.
Bizgüri-1991

İshak Özlü
Kayıt Tarihi : 14.4.2006 21:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

İshak Özlü